Ramazan Geldi Hazır mıyız?
On bir ayın sultanı ramazan ayına hazırlıksız yakalandık yine. Hatırlıyorum da Ramazan yaklaştıkça bir heyecan sarardı bizi çocukluğumuzda. Kılacağımız teravihler ve gideceğimiz camiler hakkında tartışırdık arkadaşlarımızla. Teravih öncesi cami avlusunda yaptığımız sohbetlerimizi ve cemaate çay servisi için birbirimizle rekabetimizi hiç unutamam.
Adını nereden almış bilemem ama mahallemizdeki Selamet Camii’nin çocukluğumuzdaki yeri ayrıdır. Sırasıyla yaptığımız müezzinlikleri ve bizi motive eden cemaatin ileri gelenlerinin sözlerini. Farklı bir esenlik veriyordu bize genciyle yaşlısıyla Selamet Camii. Bir nostalji değil kuşkusuz niyetim. Bir İmam Hatip arkadaşımızın “Şu belediyeler! yıllardır camiler teravihlerde boş kalıyor.” Serzenişidir bunları söyleten.
Belediyeler muhafazakar ellere geçince -iyi niyetle belki- ramazanları farklı kılma kaygısıyla yapılan ramazan etkinlikleriyle başladı her şey. Sonra iş şirazesinden çıktı ve sektörel eğlence vakitlerine dönüştü iftar sahur arası zaman dilimleri. Şimdilerde hatanın farkına varılmış olmalı ki yazar çizer ve hocalar çağırılarak bu etkinliklere ramazanın ruhuna uygun planlamalar yapılmaya başladı. “Sahilde ramazan coşkusu başkadır ”sloganlı gelgitlere rağmen yine de bu anlamda bir mesafe alındığını söyleyebiliriz.
Bir başka sorun daha var aslında gözlerden kaçan. Camilerden uzak bir nesil yetişiyor yıllardır. Teravih yerine ramazan etkinliklerini (eğlencelerini mi demeliyim), Yaz Kur’an Kursları yerine Yaz Okullarını göre göre camiye soğuk bir nesli büyütüyoruz. Diyanet sorunun ciddiyetini fark etmiş olmalı ki “camiye koşalım Kur’an’la buluşalım” kampanyasına başladı şimdilerde.
Hani “Dindar Nesil” istiyoruz ya hepimiz. Fakat hiç birimiz bu talebin hayat bulmasına vesile olacak bir projeye sahip değiliz ne yazık ki. Hayatın merkezinde ibadet olmayınca ve cemaatin adresi camilerden uzaklaşınca nasıl bir dindar nesilden söz edebiliriz ki. “Doğan görünümlü Şahin” hesabı tutum ve tavrı itibarıyla ya da giyim kuşamıyla yahut yaşam tarzıyla “sözü buradan kalan tarafı oradan” vaziyetine gelmiş insanımızla olsa olsa “dini dar nesil“den söz edebiliriz.
Oruçla terbiye olan, iftarda paylaşan, teravihte buluşan, sahurda seher vaktiyle kuşanan bir yenilenmeye fırsat olsun bu Ramazan. Tartışmadan hilali-ramazanı, irdelemeden mukabeleyi, hasbi bir bakışla ramazan geçirsek bu yıl.
Ortak olsa sofralarımıza kardeşlik ve saf tutsak teravihlerde bir birimizin omuzlarına dokunan muhabbet ile. İtikaf ile arınsak tüm günahlarımızdan ve fıtır sadakasıyla şükreden bir kul olarak esenlik ve barış yağsa üzerimize.
Ve Bayram olsa bize gelen…