İhtisas Kurumları
HAREKET SPOR KLÜBÜ

HAREKET SPOR KLÜBÜ

GENÇ HAREKET SPOR KLÜBÜ

WEB SİTESİNE GİT
Mutlu Aile

Mutlu Aile

Mutlu Aile Mutlu Çocuk Eğt. Kül. ve Day. Der.

WEB SİTESİNE GİT
Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

WEB SİTESİNE GİT
GİV

GİV

Girişimci İş Adamları Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
İnsan Vakfı

İnsan Vakfı

İnsan Eğitimi Kültür ve Yardımlaşma Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
İdris ŞEKERCİ

Netflix mi ATV mi daha tehlikeli?

Başkasını eleştirmek kadar insana kolay gelen başka ne vardır? İsmet Özel'in; "Söyleyin aynada iskeletini görmeye kadar varan kaç kaç kişi var şunun şurasında?" dizelerinin hakkını vermek ve eleştiriye kendinden başlayarak yanlışlardan arınmak erdemli olmanın bir gereği değil midir?
 
Hakikati ortaya koymak adına, canımızı acıtan gerçekleri ifade etmek zorundayız. İşte, "Netflix mi, atv mi daha tehlikeli?" sorusu tam da böyle bir noktaya işaret ediyor.
 
Çoğumuzun değişik versiyonları ile duyduğu bir hikâye ile meramımızı ortaya koyalım isterseniz.. Vakti zamanında ormandaki ağaçlar, her gün onlarca kardeşinin kesilmesinden rahatsız olmuşlar. Durumu aralarında istişare ettikten sonra koca çınar, ormandaki ağaçları kesen baltayı suçlu bulmuş. Ama aralarındaki bilge ağaç, baltanın tek suçlu olmadığını baltanın sapının da kendilerinden olduğunu söyleyivermiş.
 
“Armudu çürüten içindeki kurdudur” demiş atalarımız. Muhafazar çevrenin kendisine duygudaşlık anlamında yakın gördüğü bir gazetenin, "Sapkınlığın yuvası Netflix'den Ramazan ayında.." manşetiyle "Aşk Love 101" dizisini eleştiren haberini hatırlıyorum. Gazete, eleştirisinde haklıydı; bunda bir sorun yok. Lakin, kendisiyle aynı yayın grubunda olan atv'nin  yayınladığı daha beter film veya programları eleştiremeyince bu hassasiyet, ne kadar inandırıcı olabilir?
 
Esra Erol'un toplumu ifsat eden yayınları defalarca gündem oldu; en son; "Esra'nın 6 aylık bebeğinin babası, kocası Ferdi  değil!" manşetiyle  milyonların karşısına çıkardığı aile (!) bardağı taşıran son damla oldu.
 
Yasak aşk ifadesi ile  şirinleştirilen -zaten kanunen suç olmaktan çıkarılan- zina'yı normalleştirmek isteyen  bir niyetin dışavurumu olan ğrenç hikâyeyi -amiyane tabirle-ballandıra ballandıra anlatan bu programa daha ne kadar tahammül edeceğiz?
 
Yediği herzenin/zinanın mahsulünü sevinç çığlıkları ile karşılayan bir anne(!)yi, milyonların gözünün içine sokan bir program, sizce ancak abonelik ile izlenebilen Netflix'den daha yıkıcı ve tehlikeli değil mi?
 
RTÜK acaba tanıtım videosunda geçen "Bize ait olmayan hiç bir şeyi o kutuya koymadık... ve değerlerimiz koruma altında.." derken ATV'de yayınlanan bu iğrenç sahneleri de kastediyor mu?
 
Ya da RTÜK veya en yetkili olanımız, kendisinden beklenen adımı atarak, "sapı bizden olan baltaya" rıza göstermek, topluma ve toplumun değerlerine ihanettir diyerek gereğini yapacak mı?

Diğer Makaleleri