İhtisas Kurumları
HAREKET SPOR KLÜBÜ

HAREKET SPOR KLÜBÜ

GENÇ HAREKET SPOR KLÜBÜ

WEB SİTESİNE GİT
Mutlu Aile

Mutlu Aile

Mutlu Aile Mutlu Çocuk Eğt. Kül. ve Day. Der.

WEB SİTESİNE GİT
Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

WEB SİTESİNE GİT
GİV

GİV

Girişimci İş Adamları Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
İnsan Vakfı

İnsan Vakfı

İnsan Eğitimi Kültür ve Yardımlaşma Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
GENÇ KALEMLER

DURUŞUNU BOZMAYAN ADAM - MEHMET AKİF ERSOY / ÖMER KOÇAL

Yazımızda ele aldığımız Mehmet Akif, geçmişte yaptığı eylemleriyle hala zihinlerimizde İslam dininin savunucusu olarak yer almaktadır. Mehmet Akif Ersoy’u anlatırken yüz kırk yedi yıl geçmişe giderek İslam’ın savunuculuğuna şahit olduk. Bu yazımızda da sizleri bu şahitliğe ortak etmek istiyoruz.

ÇOCUKLUĞU

Mehmet Akif 20 Aralık 1873 yılında İstanbul Fatih, Sarı Güzel Mahallesinde doğmuştur. Ona babası  "Ragif" adını vermiş, fakat bu isim kolay söylenemediği için Akif ismini almıştır. Geleneğe uygun olarak yaşı gelince Mahalle mektebine gönderilmiştir. Ardından Fatih İbtidai (ilkokul) okuluna başlamıştır.  Aynı yıllarda babasından Arapça dersleri almıştır.  Akif babasının uzunca kendisine ders verdiğini çokça zikretmiştir. Fatih Merkez Rüştiyesine devam ederken Esad dededen Gülistan ve Mesneviyi okumuştur. Fatih rüştiyesini bitirdikten sonra da Mülkiye İdadisinde liseye yazılmıştır.

Lise yıllarında babasının ve hocası Tahir efendinin vefat etmesi üzerine mülkiye okulunu bırakarak ailesine destek için baytarlık okuluna yazılmıştır. Çocukluğundan itibaren ise şiirler yazmaya başlamıştır. Gençlik yıllarına kadar yazdığı şiirlerin hepsini yakmasının ardından 1892 yılında yayımlanan Destur adındaki dergide yeni yazdığı ilk şiirini yayımlamıştır. Okul yıllarında Akif’in diğer uğraşı ise güreş sporuydu. Mehmet Akif edebi kişiliği ve ilminin yanında uğraştığı spor nedeniyle vücudu da sağlam ve dinamikti.

YETİŞKİNLİK ÇAĞI

Halkalı Baytar Mektebini 1893 yılında birincilikle bitiren Mehmet Akif, Ziraat Nezareti Umur-u Bahtariye Islahı Hayvanat Müfettiş Yardımcısı olarak ilk görevine başlamıştır. Memur iken İskeçeli Hafız İsa Efendi’ye devam ederek hafızlığını tamamlamış, bazı arkadaşlarının da desteğiyle Farsça ve Fransızcayı mükemmel şekilde öğrenmiştir. Mehmet Akif; Rumeli, Anadolu ve Arabistan’ın çeşitli yerlerinde de görevler de bulunmuştur. 1906 yılında Halkalı Ziraat Mektebinde; Kitabeti Resmiye Muallimi, 1907 yılında Çiftlik Makinist Mektebine Türkçe Muallimi, 1908'de Darul Funun'da Edebiyat Muallimliği yapmıştır.  Aynı zamanda İttihat Ve Terakki İlim Kuruluna Arapça dersler vermiştir.

EDEBİ VE BASIN HAYATINDA AKİF

İslam şairi olan Mehmet Akif ilmi birikimini amele dönüştürmeyi hedeflemiş ve bu konuda sürekli ilmi ve edebi sohbetlere katılmış; hem kendini geliştiren hem de başkalarını aydınlatan bir şahsiyet olmuştur. Henüz 19 yaşındayken yazdığı "Destur" adlı şiiri ilk kayda geçen şiiridir.1908 yılında Meşrutiyetin ilanından sonra "Sıratı Müstakim" dergisinde şiirler, yazılar ve tercümeler yayımlamıştır. Bu dergide yayımladığı ilk şiir ise "Fatih Camii" şiiridir. Bu dergi daha sonra "Sebilü’r-Reşat" adıyla değiştirilmiştir. Sıratı Müstakim'den ayrı olarak: Mektep, Maarif, Serveti Fünün dergilerinde şiirlerini ve yazılarını yayımlamıştır.

Bugün en çok bilinen eseri "Safahat"ı 1911 ile 1933 yılları arasında yazmıştır. Safahat birinci kitap, Süleymaniye Kürsüsünde, Hakkın Sesleri, Fatih Kürsüsünde Hatıralar ve Gölgeler son kitabıdır.

KURTULUŞ SAVAŞINDAKİ ROLÜ

Mehmet Akif Ersoy Osmanlı devletinin yaşadığı buhranda sessiz kalmamış; Türk-Yunan savaşını, Balkan Savaşlarını, Abdulhamit Han’ın tahttan indirilmesini, 31 Mart ayaklanmasını yakından takip etmiştir. Kurtuluş Savaşında İttihat Terakki partisine üye olmuş ancak orada verdiği üyelik sözünde: "Kayıtsız şartız alınan her karara sadık kalacağım." ilkesine karşı gelerek "Ben sadece hayırlı işlerde yanınızda olurum." diyerek partiye girmiştir. Haksızlığın yapıldığı işlere karşı geldiği için partiye muhalif bir kişi olarak tanınmıştır.

O yıllarda milliyetçilik düşüncesinin ülkenin bütünlüğünü koruyamayacağı anlaşılmıştır. Bunun üzerine Akif, “Yeis Yok, Azimden Sonra Tevekkül Var” gibi şiirlerle topluma ümit aşılamıştı.Sebilü’r-Reşat adlı dergisinde mandacılığa karşı yazılar yazmış aynı zamanda sadece yazmakla kalmamış fiilen de Kurtuluş Savaşında aktif olarak görev almıştır. Mehmet Akif, İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali üzerine Balıkesir’e gelerek vaazlarda bulunmuştur. Yine o yıllarda Kuvayı Milliye’ye katılarak halkı bilinçlendirip vatan için konuşmalar yapmıştır. Burdur’dan birinci mecliste milletvekili olmuştur. Kurtuluş savaşının ardından düzenlenen şiir yarışmasına katılmış ve hepimizin bildiği üzere şiiri "İstiklal Marşı" birinci olmuştur. Ardından İstiklal Marşı, gökteki bayrağa ve üzerindeki ay ile yıldızı dalgalandırmıştır. Sonrasında Mısır’a giderek meal çalışması başlatmıştır. Fakat meal çalışması kendi isteği üzerine basılmamıştır. Birinci mecliste milletvekili olmasının yanında kurulan İstiklal Mahkemelerine koyduğu tavır sebebiyle ikinci meclise alınmamıştır.

Mehmet Akif Ersoy siroz hastalığından ötürü hastaneye kaldırılmış, 26 Aralık 1936 yılında da tedavilerin sonuç vermemesi sonucu Rahman'a kavuşmuştur. Mehmet Akif'in taziyesine devlet adamlarından kimse gelmemiş, bir grup üniversite öğrencisi tarafından naaşı taşınarak defnedilmiştir. Mezarı bugün Edirnekapı şehitliğindedir. Allah nur içinde yatırsın.

Diğer Makaleleri