İhtisas Kurumları
HAREKET SPOR KLÜBÜ

HAREKET SPOR KLÜBÜ

GENÇ HAREKET SPOR KLÜBÜ

WEB SİTESİNE GİT
Mutlu Aile

Mutlu Aile

Mutlu Aile Mutlu Çocuk Eğt. Kül. ve Day. Der.

WEB SİTESİNE GİT
Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

WEB SİTESİNE GİT
GİV

GİV

Girişimci İş Adamları Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
İnsan Vakfı

İnsan Vakfı

İnsan Eğitimi Kültür ve Yardımlaşma Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
GENÇ KALEMLER

Necip Fazıl Kısakürek / Hüseyin Medet

Necip Fazıl, Türkiye'de İslami mücadelede tartışmasız en önemli isimlerden biridir. Necip Fazıl şairliği ile öne çıkmış eşine az rastlanır çok yönlü bir sanatçıdır. Şairliği kadar hikâyeciliği, tiyatro yazarlığı kadar hatipliği, mütefekkirliği kadar gazeteciliği ve aksiyonerliği böylesine güçlü olan ikinci bir yazar daha bulmak oldukça güçtür.

26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1924 yılında Maarif Bakanlığı Avrupa’da okutacağı öğrenciler için imtihan yapar ve sınava katılan Necip Fazıl sınavı kazanır ve Paris’e gider. Bir yıl sonra Fransızca öğrenmek için okula devam etmediği için Avrupa’daki tahsil hakkını kaybeder ve yurda dönmek zorunda kalır.

O yıllarda yeni bir meslek olan bankacılığa başlar ve birkaç bankada çalışır. Ankara’da İş Bankasında çalışmaya başlar. Aynı zamanda Ankara’da Hâkimiyet-i Milliye Gazetesinde yazılar yazar.

1934 yılında Nakşibendi şeyhi olan Abdülhakîm Arvasi hazretleri ile tanışır ve sohbetlerine katılır. Bütün görüşlerini şeyhin sohbetleri ile gözden geçirir. Kendi değişi ile de hayatının dönüm noktasıdır.

17 Eylül 1943 de “Büyük Doğu” yayınlanmaya başlar. Bu devrin meşhur yazarları burada yazılar yazar. İlk sayıda en dikkat çekici nokta ise “Allah’a inanıyor musunuz?” sorulu ankettir.

1949 yılında Büyük Doğu Cemiyeti kurulur. Başbakan Menderesi İslami yönde teşvik eden yazılar yayınlar. Eski davaları yüzünden hapsedilir ve af kanunundan faydalanarak hapisten çıkarılır ve Çöle İnen Nur adlı siyer kitabı yayınlanır.

1952'de Malatya’da Hüseyin Üzmez tarafından vurulan Ahmet Emin Yalman’ı öldürmeye teşvik suçundan hapsedilerek yargılanır.

1973'te hac dönüşü Büyük Doğu Yayınevini kurar. 1978 de Büyük Doğu son olarak beş sayı halinde yayınlanır.

Yarım kalan eseri olan Kafa Kâğıdı üzerinde çalışırken 25 Mayıs 1983 yılında vefat etmiştir.

Necip Fazıl Kısakürek’in kısaltarak yazdığım hayatından sonra düşünce ve fikirlerine değinmek isterim.

Necip Fazıl 1940’tan sonra Türkiye’de kaybolan İslami düşünce ve fikirler için yeniden İslami uyanış ve dinin topluma hâkimiyeti için mücadeleye başlamış ve hayatın sonuna kadar bu mücadeleye devam etmiştir. Yayınladığı tüm eserlerde, hazırladığı gazete sayfalarında ana tema İslam mücadelesi olmuştur. Necip Fazıl sadece bir sanatçı değil bir fikir ve aksiyon adamı olmuştur.

Necip Fazıl yeni bir gençlik oluşturmak için ülkenin her köşesini gezmiş sayısız konferanslar vermiştir. Çıkardığı dergiler ile İslam düşüncesini sürekli gündemde tutmuştur. Bazı zamanlar tek başına bir dergi çıkarmıştır. Özellikle de Büyük Doğu Dergisi Necip Fazıl’ın fikirlerinin ülkenin her noktasına ulaşmasında büyük bir öneme sahiptir.

Necip Fazıl’ın çıkardığı dergiler pek çok defa kapatılmış, toplatılmış ve yayın yasağı getirilmiştir. Necip Fazıl fikirleri için pek çok defa ceza evine girmiş, tehdit edilmiştir ama o mücadelesinden vazgeçmemiştir.

Necip Fazıl mücadelesi ve fikirleri ile Türkiye İslami camiaya önemli tesirleri olmuş bir şahsiyettir. Siyasi alanda mücadele eden milli görüş hareketi, tasavvufi ekollerin hemen hepsi, eğitim alanında faaliyet gösteren tüm İslami gruplar, ilahiyatlar, gençlik hareketleri, hatta Diyanet İşleri bile Necip Fazıl’ın eserlerinden faydalanmaktadır.

Arvasi ile olan muhabbeti ve ona bağlılığı nedeni ile Necip Fazıl’daki İslam düşüncesinde tasavvufun yeri oldukça büyük olmuştur. Ancak Necip Fazıl tasavvuftaki yozlaşmayı da eleştirerek buradaki yozlaşmaya dikkat çekmiştir.

Necip fazıl 1960 yıllardan sonra ülkemize giren tercüme eserler ile tanınan Mevdudi, Seyit Kutup, Hamidullah, Afkani, Muhammed Abduh ve İbni Teymiye gibi isimlere mesafelidir ve ağır eleştirileri vardır. Bunun en önemli sebebi tasavvuf ekollerinin bu kişilere karşı mesafeli duruşudur. Ayrıca İslami düşünceye daha sonradan vakıf olması onun temel kaynaklar eksenli bir fikri yapıya ulaşmasını da engellemiş gözükmektedir.

Necip Fazıl'ın Türklük vurgusuna eserlerinde fazlaca yer vermesi yaşadığı dönemin şartları gereği olsa gerektir.

Birtakım görüş ve fikirlerle eleştiriye açık olmakla birlikte Necip Fazıl yaşadığı dönemden günümüze gençliğe heyecan, dinamizm ve mücadele ruhu kazandırmaya devam etmektedir.

Gideriz nur yolu izde gideriz 
Taş bağırda sular dizde gideriz 
Bir gün akşam olur bizde gideriz 
Kalır dudaklarda şarkımız bizim.

Diğer Makaleleri