İhtisas Kurumları
HAREKET SPOR KLÜBÜ

HAREKET SPOR KLÜBÜ

GENÇ HAREKET SPOR KLÜBÜ

WEB SİTESİNE GİT
Mutlu Aile

Mutlu Aile

Mutlu Aile Mutlu Çocuk Eğt. Kül. ve Day. Der.

WEB SİTESİNE GİT
Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

WEB SİTESİNE GİT
GİV

GİV

Girişimci İş Adamları Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
İnsan Vakfı

İnsan Vakfı

İnsan Eğitimi Kültür ve Yardımlaşma Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
GENÇ KALEMLER

KENDİNİ DEVRİMCİ YETİŞTİREN ADAM: ALİ ŞERİATİ / FURKAN BUDAK

Bugün ele alacağımız öncü şahsiyet ülkesi İran’da gerçekleşen devrimi görememiş olmasına rağmen devrime giden fikri altyapının oluşmasında önemli rol oynamış ve adeta devrimi daha gerçekleşmeden kendi hayatında yaşatmış olan Ali Şeriati’dir.

Ali Şeriati ilk öğrenimine İbn Yemin İlkokulu’nda başlamasına rağmen kendisinin ilk öğretmeni çocuğunun düşünsel dünyasının temellerini atan ve onu İslam'la bilinçlendiren babası olmuştur. Daha sonra meşhed'de Firdevsi Lisesi’nde ve öğretmen okulunda okumuş ve 18 yaşında bir köyde öğretmenlik yapmaya başlamıştır. Meşhed Üniversitesi’nde edebiyat fakültesinde gördüğü lisans eğitimini de 1958'de tamamlamıştır. Kendisi Üniversitedeki akranlarından ilmî ve kültürel birikim bakımından çok farklı ve ileri seviyedeydi. Çocukluk ve gençlik dönemlerinde halkı ciddi maddi manevi zarar tufanında boğan iki şahın iktidarlığına şahit olmuştu. Bu dönemlerde ülkede batı taklitçisi bir eğitim modeli sunulmuştu. Batı taklitçisi, ama teknolojisini geliştirip insanlığa vahşet saçan, dünyayı sömürgesi haline getiren batının kültürünü alıp kendi kültürünü ezik gören ve nihayetinde bizde ne varsa kötüdür deyip hayatın her alanına söz söyleyen İslam dinini de hayattan koparan bir taklit. Zor zamanların yetiştirdiği büyük adamdı Şeriati. Babasının vermiş olduğu eğitimin de ışığıyla modernist akım ve düşüncelere İslam’ın penceresinden bakıp, köklü bir bilinç ve sağlam bir bilgi birikimiyle muhalefette bulunmuştu. Yaptığı muhalefetin dayandığı bilgi havuzunu genişletmek adına 1959 yılında Sorbonne Üniversitesi’nde doktora yapmak için Paris'e gitti.

Batıda aldığı akademik eğitim, yaptığı okumalar ve görüşmeler; batı düşüncesinin yanı sıra sanatsal faaliyetlerini ve tarihini de derinlemesine anlamasını sağlamış, böylece batıya karşı yaptığı eleştiriler çok büyük bir yankı uyandırmıştır. Paris'te bulunduğu yıllarda Jean Paul Sartre, Frantz Fanon gibi çağının önemli düşünürleri ile birebir dostluk kurma fırsatı bulmuş ve asıl alanı edebiyat olmasına rağmen kendisini felsefe ve sosyoloji alanlarında da hayli geliştirmiştir. 1962 yılında Amerika ve Avrupa’da çeşitli kuruluşlar kurmuş, fikri ve edebi derinliğinden dolayı Özgür İran isimli Farsça gazetenin yöneticiliğine seçilmiştir.

1963 yılında da Doktorasını tamamlayıp 1 yıl sonra İran'a dönerken yaptığı eleştirilerden dolayı Türkiye İran sınırında tutuklanıyor 1.5 ay kadar hapiste tutuldu. Çıktığında bir müddet Liselerde öğretmenlik yaptıktan sonra, Meşhed Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. Burada verdiği dersler adeta konferans havasında geçip büyük bir yankı uyandırdı. Şeriati’nin üniversitede oluşturduğu etkiyi kırmak için üniversitedeki görevine son verilmek istendi. Önce yurtdışına gitmesi engellendi, daha sonra Tahran Üniversitesi Tarih Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak yeni bir görev verildi. Burada yaptığı toplantıları da kendi faaliyetlerini sürdürmek için kullandığı fark edilince artık istihbarat ekiplerinin baskısıyla üniversitedeki ilişiğine son verildi. 1967'de kurulan Hüseyniye-i İrşad isimli kuruluşta konferanslara katıldı ve burada kendi görüşlerini yaydı. Eserlerinin ciddi bir kısmını da bu dönemde kaleme aldı. 5 yıl boyunca Ali Şeriati'nin üniversitede verdiği konferanslar ve asıl görüşlerini dile getirdiği Hüseyniye-i İrşad’daki faaliyetleri çok büyük bir hareketlenme meydana getirmişti. Yine bu etkiyi kırmak için 1972 de Hüseyniye-i İrşad kapatılana kadar buradaki faaliyetlerine devam etmiştir. Aynı yıl kendisinin konferansları da yasaklandı. 1973’te de tutuklanıp 18 ay boyunca tek odalı hücrede genellikle tek başına bırakılıp çeşitli psikolojik işkenceler yapıldı. Öyle bir etki oluşturmuştu ki bunu engellemeye çalışanlar 18 ay boyunca hüküm giymeden tutuklu tutmuşlardı kendisini…

Şah sonra Ali Şeriati’yi serbest bıraksa da rejime çok büyük bir tehdit olması nedeniyle herhangi bir konferans benzeri faaliyet yapmasına izin verilmiyordu. 7/24 de istihbarat ekiplerince takip ediliyordu. Yani gizli bir faaliyet de yapamıyordu. Daha sonra ise Şeriati Avrupa'da faaliyet yapma niyeti taşıyarak Belçika’ya başarılı bir şekilde gitmiş oradan da İngiltere’ye geçmiş bir süre orada kalmıştır. Çok geçmeden İran İstihbaratı tarafından şehid edilmiştir…

Yazdığı eserlerin her kesime hitap etmesi ve kitleleri etkileyen bir düşünür olması, sahte problemleri süslü cümlelerde sunmak yerine toplumda vukû bulan gerçek problemlere çözüm üretmeye çalışması ve adeta okuyana bu dertleri içinde hissettirmesi onun mümeyyiz bir sıfatıdır. Şeriati'nin aşıladığı dert kitaplarının başında bulunan meşhur ''Sizi rahatsız etmeye geldim!'' sözüyle de özetlenebilir.

Eşinin ifadesiyle, Şeriati’nin en temel özelliği tevhide dayanması ve bu tevhidi bilinç içerisinde irfanî bir insan özgürlüğüne vurgu yapmasıydı. Hurafeler ile üzeri örtülmüş yahut rafa kaldırılıp hayattan koparılmış olan, Kuran’ın tabiriyle de ‘ataların dini’ haline getirilmiş fakat amacı bir hayat nizamı olmak olan İslam’a sarılarak özümüze dönmek için ömrünü feda etmiştir. Kadercilik ve körü körüne inanmanın İslam’la alakasının olmadığını eserlerinde ortaya koyarak İslam’ın, üzeri örtülmeye çalışılan dinamik yönünü diriltmiştir. Yaklaşık 44 yıllık ömründe sanki vaktinin kısa olduğunu bilircesine gecesini gündüzüne katmış, konferanstan konferansa koşmuş ve arkasında üzerine tahlillerin, kritiklerin yapılabileceği nitelikte birçok güzel eser ortaya koymuş ve öncü bir şahsiyet olmuştur. Kendisini ve davasını anlamak ve yaşamak dileğiyle…

Diğer Makaleleri