İhtisas Kurumları
HAREKET SPOR KLÜBÜ

HAREKET SPOR KLÜBÜ

GENÇ HAREKET SPOR KLÜBÜ

WEB SİTESİNE GİT
Mutlu Aile

Mutlu Aile

Mutlu Aile Mutlu Çocuk Eğt. Kül. ve Day. Der.

WEB SİTESİNE GİT
Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

WEB SİTESİNE GİT
GİV

GİV

Girişimci İş Adamları Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
İnsan Vakfı

İnsan Vakfı

İnsan Eğitimi Kültür ve Yardımlaşma Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
GENÇ KALEMLER

ALİYA'NIN İNSİCAMI / TALHA ENEZ TAPAN

Dert ve teklif sahibi olmak, derdimizin kendimizce idrakini ve teklifin kişilikte temsilini bunlarla birlikte bedel ödemeyi gerektirir. Tasanın idraki, şeksiz bir iman ve somut hayatta inşa ve icra için ehemmiyetlidir. Derdin hatalı idraki ve tarifi, bilinçte ve cereyanlarda müphem ve bağdaşmayan mevcudiyetler oluşturacağından muhatabımıza karşı bizde tutarsızlıklar yaratacak, akim cereyan eden fiillerimiz tesir ve dikkate alınma unsurları bakımından bizi beyhude duruma düşürecektir. Bu yüzden abes bir tesir yerine müstahkem ve ahsen inşa faaliyetlerimiz verimsiz ve mahdut etkilerden sıyrılıp insicamlı olarak ortaya çıkmalıdır. İtimad ettiğimiz ilke ve değerleri korumaya çalıştığımız esnada çıkan fırtınalar karşısında bir bedel ödememiz gerekebilir. İşte bu fırtına sırasında eğilmedikleri için dalları kırılanlar, zararlı çıkmış gibi görünseler de buna mukabil eğilmiş olanın kendi özünden bir süre için dahi olsa vazgeçmiş olma lekesini hep taşıyacağını düşünmemiz gerekir. Oysa fırtınada hasar görenler kendi vasıflarına sadık kalmanın imtiyazını ellerinde tutarlar. İşte bahse konu dert ve teklif sahipliğini bünyesinde zuhur ettiren ve bu teklifin bedelini ödeyen en iyi örneklerden biri Aliya İzzetbegoviçtir.

Aliya İzzetbegoviç çoğu kere bir araya getirilmesi zor olan iki şeyi bir araya getirmiştir: Düşünce ve Eylem (Aksiyon). Onu en iyi anlatan nitelendirmelerden birisi herhalde "Bilge Kral" ifadesidir. Bilgelik derin düşünme ve eleştirel bakış tarafını, kral ise fikirlerin aksiyona geçmesini anlatmaktadır. Aliya’nın bilgeliği ve benimsediği ahlak ilkeleri, hayatının diğer alanlarında yüklendiği sorumluluklarına da yön vermiştir.

Aliya atalarından devraldığı bir dini değil, hemen her şeyi sorgulayan akli melekesi sayesinde yeniden iman ettiği İslam'ı benimsemiştir. Bu kaygı ve çabanın, gençlik yıllarından hayatının son dönemlerine kadar hayatının bütününe yayıldığı söylenebilir.

Aliya gençlik yıllarından itibaren derdinin derki ve idraki için kafa yormuş yerli, yabancı, doğu ve batı kaynaklarından yararlanmış ve muhatabı olan dünyaya tesir etmek için okuduklarını kendi bünyesinde eritmiştir. Reybsiz bir itimad için lise yıllarında okul derslerinden fazla, çeşitli okumalara yönelmiş evrensel bir teklifin inşası için arayış ve tahkiklerde bulunmuş, muhatabı tarafından dikkate alınma unsurunun ortadan kalkmaması için tutarlı ve gerekçelendirilebilir bir teklif çabasına kendisini adamıştır. Bir tutarsızlık olan Batı medeniyetinin tamamıyla reddi ya da körü körüne takibini reddetmiş, bunların ikisinin de eşit derecede tehlikeli olduğunu dile getirmiştir. Aliya Batı ile işbirliğini desteklemiş fakat Batı medeniyetinin her şeyiyle kabulünün kimliğin kaybı olarak sonuçlanacağını belirtmiştir. Bilinçli Müslümanların kendilerine ait değerleri unutmadan, vermeye de almaya da hazır olması gerektiğini vurgulamıştır.

Aliya'ya göre şuur sahibi bir insan her şeyden önce “Niçin yaşıyorum?” sorusuna tatminkar bir cevap bulmak, bu konuda açık bir fikre sahip olmak zorundadır. Çünkü insanlar dünyasında geçerli kural birini tanımlamak veya biri tarafından tanımlanmaktır, kişinin muhatabının fikri dünyasında kendisini ifade ve temsil edememesi onun yanlış bir şekilde tanımlanmasına yol açacaktır.

Aliya; İslam'a inanıp da İslam'a aykırı olarak çalışmanın, ticaret yapmanın, eğlenme ve yönetmenin mümkün olmadığını vurgulamış, bu çelişkili durumda ya münafıklık ya (ne Kur'an'la yollarının ayırabilen ne de yaşadıkları ortamı değiştirmeye güçleri yeten) mutsuz ve fikir ayrılığı yaşayan insanlar, ya (yaşadıkları ortam İslam'a uymadığı için bu ortamdan kendi köşesine çekilen) sıradışı keşişler ya da böyle bir çelişkinin sonucu olarak İslam'dan dönen ve başkalarının dayattığı hayatı olduğu gibi kabul eden kişiler ortaya çıkar demiştir. İşte bu insicamsızlığın zuhur etmemesi için insanların iç ve dış dünyalarında büyük becayişlerin gerçekleşmesi gerekir. Aliya insanın iç ve dış dünyasında gereken büyük değişimleri akli ve duygusal olarak derk etmiş, dinin aşk ve yükümlülük olduğunu, konfor veya daha iyi ve rahat bir yaşama şekli olmadığını idrak etmiş ve hayatında bu idrakı temsil etmiştir.

Aliya yazdığı iki kitap sonucu yani bünyesinde temsil ettiği İslam'ı teklif etmek için yazdığı eserler yüzünden hapis cezasına mahkum olmuştur. Müslümanların temsil sorunu yaşadığını ve temsil imkanı bulamamaktan dolayı savrulduğunu gören İzzetbegoviç ve arkadaşları siyasi bir parti kurma kararı almışlardır. Onun siyasetteki ideali, ahlaklı siyaseti başlatmak, dinin ahlakını siyasete aktarmaktır. Aliya için iktidarı elde etmek öncelikli bir amaç değildir, en yüksek amaç hangi şartlarda olursa olsun ahlaklı olmayı başarmaktır.

Aliya kazanılan her şeyin, kaybedilen bir başka şeyin karşılığında elimize geçtiğini Bosna Hersek savaşı ve ülkeler arası diplomaside canlı olarak tecrübe etmiş, Bosna Hersek halkı ve milletinin çıkarları için onur kırıcı ve aşağılayıcı herhangi bir kazanımı reddetmiş, imkansızlıklar ve ambargolar karşısında ayakta durmayı seçmiştir. En önemli meselenin Bosna Hersek'in birlik içinde bir devlet olarak var olabilmesi olduğunu belirtmiş ve bu parola doğrultusunda Aliya, güçlü milletlerin ahlaki ilkelerine bağlı olan, kendisi olarak kalmayı bilen, en zor şartlar altındayken bile kendisi dünyaya kapatmayan milletler olduğunu söylemiştir.

Diğer Makaleleri