İhtisas Kurumları
HAREKET SPOR KLÜBÜ

HAREKET SPOR KLÜBÜ

GENÇ HAREKET SPOR KLÜBÜ

WEB SİTESİNE GİT
Mutlu Aile

Mutlu Aile

Mutlu Aile Mutlu Çocuk Eğt. Kül. ve Day. Der.

WEB SİTESİNE GİT
Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

WEB SİTESİNE GİT
GİV

GİV

Girişimci İş Adamları Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
İnsan Vakfı

İnsan Vakfı

İnsan Eğitimi Kültür ve Yardımlaşma Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
GENÇ KALEMLER

HİNDİSTAN’DAN KOPUŞ SÜRECİNDE PAKİSTAN / ÖMER BUDAK

Hindistan coğrafyası, modern dönemde Müslümanların yaşamış olduğu en trajik dönüşümlerden birine şahit oldu. İslam’ın askeri fetihler, tüccarların bölge halkıyla geliştirdiği ilişkiler ve sufiler aracılığıyla girdiği Hindistan’da Müslümanlar, uzun bir dönem egemen kesim olma pozisyonunu korudu. Ancak 16. yüzyılda Avrupalıların bölgeye sözde ticaret amacıyla giriş yapmaları ve özellikle İngiliz Doğu Hindistan Şirketi’yle 17-19. Yüzyıllarda sömürgeciliğin olağanüstü yükselişinin ardından Müslümanlar bu konumlarını kaybetmeye başladı. Gitgide Babür İmparatorluğu’nun göstermelik krallarını da ortadan kaldırmaya başlayan sömürgeciler, çıkardığı yasalarla Müslümanların sahip olduğu topraklara el koydu. Eğitim sisteminde yapılan değişiklikler sonucunda medreseler bürokraside gördüğü işlevi yitirdi. Müslüman halk korunma içgüdüsü ile İngiliz tipi eğitim veren kurumlardan uzak dururken Hindular bu kurumlara daha çabuk adapte oldu. Müslümanlar yavaş yavaş devlet makamlarından azledilirken Hindular toplumda nüfuz kazandı. Tüm bunların ardından Müslümanlar, bir zamanlar hükmeden konumdayken hükmedilen konumuna düştü, hatta en temel ihtiyaçlarını gideremeyecek duruma geldi.

Artık Müslüman kimliği, İngiliz destekli Hinduların arasında eriyip yok olma tehdidiyle karşı karşıyaydı ve coğrafya Hindu hakimiyetinin her geçen gün artışına şahit oluyordu. Müslümanların siyasal haklarını korumak için Hindistan Müslümanlar Birliği gibi siyasal partiler kurulsa da bunlar yeterli olmadı. Nihayetinde Muhammed İkbal tarafından Müslümanlar için bağımsız bir Pakistan devleti fikri ortaya atıldı ve bundan dolayıdır ki, ömrü kuruluşunu görmeye yetmese de İkbal, Pakistanlı olarak anılacaktı. Bu fikir kimi Müslüman kanaat önderleri tarafından benimsendi ve Hindistan Müslümanlar Birliği başkanı Muhammed Ali Cinnah (ki kendisi ileride Pakistan’ın ilk cumhurbaşkanı olacaktır) bu fikrin resmi sözcülüğünüyaptı.

Ne var ki bütün Müslümanlar Hindistan’dan ayrı bir Pakistan devletinin kurulması taraftarı değildi. Örneğin Ebu’l Kelam Azad, Müslümanların Hindistan’ın bütününden tamamen vazgeçmesi olarak gördüğü için Hindistan-Pakistan ayrışmasına şiddetle karşı çıktı. Ayrıca bu parçalanma, herkesin yeni devlete hicret etmesinin mümkün olmamasından dolayı Müslümanların gücünde parçalanmaya sebep olacaktı.

Ebu’l A’la Mevdudi de ilk başlarda bu ayrışmaya karşı çekinceli yaklaşıyordu. Zira o, Pakistan’ın kuruluşundan sonra orada sağlam bir İslam devletinin ikame edilmesi hususunda başarısız olunması taktirde Endülüs’ün başına gelen trajedinin bir benzerinin bütün Hindistan’a isabet edeceğini düşünüyordu. Mevdudi’nin çekincelerinin ana kaynağını, Muhammed Ali Cinnah’ın öncülük ettiği Hindistan Müslümanlar Birliği oluşturuyordu. Çünkü o, seküler eğitim almış kadroların böyle bir vazifeyi yerine getiremeyeceğini ve bu durumun bahsi geçen tehlikeye kapı aralayacağını düşünüyordu. Bu yüzden Mevdudi, Pakistan’ın tüm dünyaya örnek bir İslam devleti olması için çalışacak bir hareket kurmaya yöneldi ve 1941 yılında 75 Müslüman alim ve kanaat önderiyle birlikte Cemaati İslami’yi kurdu.

Nihayetinde 1947 yılında Pakistan devleti kuruldu. Mevdudi gibi kimi alimler Pakistan’a göç etti, kimileri de Hindistan’da kalmayı tercih etti. Ebu’l Kelam Azad gibileri Hindistan’da devlet makamlarında görev almayı sürdürdü, Ebu’l Hasen en-Nedvi gibi alimler de devlet makamlarında görev almasa da Müslümanların hukukunu korumak için yöneticilerle iyi ilişkiler geliştirmeye çalıştı.

Ne var ki bütün bu uğraşlar, yazının başında işaret ettiğimiz Hindistan Müslümanları trajedisini kökünden çözmeye yetmedi: Pakistan tüm dünyaya örnek olacak bir İslam ülkesi olma umutlarını gerçekleştirme konusunda iyi bir sınav vermedi. Kopuştan sonra şiddetlenen Keşmir krizi hâlâ Müslümanların kanayan yarası olmaya devam ediyor ve Hindistan Müslümanları hala vahşi Hindulardan zulüm görüyor. Biz nefislerimizdekini değiştirmedikçe de içinde bulunduğumuz durumun değişmesi pek mümkün gözükmüyor.

Diğer Makaleleri