İhtisas Kurumları
HAREKET SPOR KLÜBÜ

HAREKET SPOR KLÜBÜ

GENÇ HAREKET SPOR KLÜBÜ

WEB SİTESİNE GİT
Mutlu Aile

Mutlu Aile

Mutlu Aile Mutlu Çocuk Eğt. Kül. ve Day. Der.

WEB SİTESİNE GİT
Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

WEB SİTESİNE GİT
GİV

GİV

Girişimci İş Adamları Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
İnsan Vakfı

İnsan Vakfı

İnsan Eğitimi Kültür ve Yardımlaşma Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
Abdulkadir SEVEN

KONYA’DA BİNALTIYÜZ FİDAN GÖRDÜM

‘’Genç Harekete İthafen’’  

Günler öncesinden yapılan hazırlıklar ve kendi ismini o yolda kayıt ettirebilmek için sağına soluna bakmadan bende varım dercesine, ayak parmak uçlarını kaldıran gençleri görünce Uhud’un çocuklarından Rafi takılıyor zihinlerimize. Lise sıralarından kopup üniversiteli ağabey ve ablalara katılmak için gözlerinde ki derin ifadeler yarınlar adına bizlerde varız dercesine.

İstanbul toplanma merkezlerinde buluşan yüzlerce genç sabahı iple çekerek Konya’da ki dostlarıyla buluşmanın heyecanıyla o meşakkatli yola "Merhaba! Merhaba ey gece! Zifiri karanlık yollar merhaba!’’ dercesine fecirle birlikte Ankara’ya varıyor.  Fecri sadığı karanlıklara galebe çalmak için selamlıyorlar güzergâhı.  Konya buluşma merkezi; illerden gelen gençlerle doluyor. Birbirlerini kalubeladan tanıyan, aynı havayı, aynı ruhu soluyan kırk yıllık dostlar gibi Hareketin kırk yıllık birikimini üzerlerinde hissediyorlar.

Irkların ve kavimlerin hiç mesabesinde olduğu, yüreklerin konuştuğu zaman dilimini yaşıyor Konya. Öğle namazı akabinde Soma’da ölenlerin ardından gıyabi cenaze namazı "Ümmet soluklu’’ soluksuz ölenlerin ardından.  Coğrafyamın insanı kederli. Her fert kendini koyuyor ölenlerin ardından. Helal lokma medeniyetin aynası olan o kirli ellerle adeta “yedi beyza’’. Sıcak yuvaları sobalar ısıtsın diye somaları veriyoruz milletçe.

Onca yorgunluğa aldırış etmeyen yüzlerce genç şehri turluyor. Çarşı ve panayırları dolaşarak tarihin mistik havasını teneffüs ediyor. Medeniyetlerin beşiği olan Konya gelecek nesle adeta kılavuzluk ediyor. Yüklendiğimiz anlam yüklü, vakurlu duruş ve disipline edilmiş binlerce ruhla şehirde Müslüman kimliğini ibraz ediyoruz. Benin biz olduğu, davanın “izhar” (kendi nefsini öteleme)la kaim olacağına inanan yüreklerle akşam kapalı stadyumu dolduruyoruz. Büyüklerimizin nasihatlerini zihinlerimize kazırken duygu yüklü şiir, slogan ve marşlar eşliğinde motive oluyor yarın için otellerimize çekiliyoruz.

Sabah binaltıyüz fidanla yollara düşüyoruz. Yarınlarımız adına gür bir ağacı oluşturan aynı gövdenin dalları gibiyiz. Şehrin dışında araçlarımızı park edip yüzlerce gencimizle patika yolda ilerliyor uzun bir yürüyüşün ardından düz vadiye çıkıyoruz.  Konya İMH (İnsan ve Medeniyet Hareketi) dostlarımız o kadar hazırlıklı ki her bir detayı atlamadan organize etmişler.  Vanlı ve Adanalı dostlarımızın başını çektiği ezgiler ve yöresel oyunlar birbirimizin kalplerini o kadar kaynaştırdı ki; insan o saatlerin bitmemesi için dua ediyor.

Ümmet bilinci üzerine saflarımızı sıklaştırıyoruz. Getirilen kametle birlikte ümmetçe kıyama duruyor, namazlarımızı huşu içerisinde eda ediyoruz. Irkçılıktan uzak aynı sevdaya gönül vermiş medeniyet tasavvuru içerisinde kutlu yarınları tahayyül ediyoruz. Bedenlerimiz yorgun düşse de ruhlarımız o kadar diri ki…

O güzel ortama bakınca farklı illerden gelen binaltıyüz fidanın yarınlarına dalıyor ve o günleri hasretle özlüyoruz. Her biri gittiği illerde farklı kademede ya da iş çevresinde İslami kişiliğini ön plana çıkaracak insan olmanın, Âdem olmanın erdemliğini gösterecektir. Yaşadığımız kadim medeniyetler havzasında "İnsan Ve Medeniyet’’ ayrılmaz bir bütündür. İnsan; Medeniyetsiz yaşayamaz. Medeniyeti oluşturacak hareketin gençleri Üsve-i Hasene "Güzel bir örnek" mesabesinde olmalı toplumun reflekslerini iyi okumalıdır.

Âl-i İmran Suresi: 102. Mealen: "Ey iman edenler! Allah’tan gerektiği gibi korkup (fenalıklardan) sakının. Ancak Müslüman olarak can verin. (Kökü ALLAH sevgisine dayanan bir iman ile birleşen, üstün saygı ile bütünleşen, bir korku içinde bulununuz.) 

Mealine mazhar olmak için bizler kim bilir gittiğimiz illerde kaç kapıya gideceğiz. Kimlerin katılaşmış kalbinin atar damarlarına kan pompalayacağız... Kimlerin derdine, sofrasına, sıcak çayına ortak olacağız. Hangi sobanın başında elbiselerimizi kurutacağız. Yeter ki kalplerimiz kurumasın, enerjilerimiz dağılmasın diye.

Bugündür sadece son olan. Bir daha(!) işte yeniden bir daha(!)... Birileri ardımızdan gelecek ve onlar da bir daha mühürlenmiş kapıları açacak. Bu yolda bıkkınlık ve bitkinlik kavramlarını zihninden silmeli. Müslümanlara bakarak vahye yaklaşmaktansa vahyi soluyarak ümmetçe kalabilmeli.

Sonuçta beden çürüyecek, güzellikler son bulacak. Beden kendi vazifesini tamamlayacak. Bir kurt, birde böcek etlerimizi kemirecek. Birbirimizi kemirmeden imanın nuruyla aydınlatalım çehremizi. Her daim istikrar ve istikamet üzere kalalım can dostlar!

Kimileri yarı yolda dökülür. Kimileri olduğu yerde yılgınlığa uğrayarak yığılır kalır. Kimileri de koşar adımla hayatın her alanında istikamet üzere devam eder. Düştüğünde kalkmasını bilir. Çünkü yapacak ve kat edilecek çok mesafeleri vardır. Menzile varana kadar koşanlardan olmak duasıyla.

  “Ey Rabbimiz! Nurumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her şeye hakkıyla gücün yeter” derler. (66/et-Tahrim 8)


Diğer Makaleleri