İhtisas Kurumları
HAREKET SPOR KLÜBÜ

HAREKET SPOR KLÜBÜ

GENÇ HAREKET SPOR KLÜBÜ

WEB SİTESİNE GİT
Mutlu Aile

Mutlu Aile

Mutlu Aile Mutlu Çocuk Eğt. Kül. ve Day. Der.

WEB SİTESİNE GİT
Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

WEB SİTESİNE GİT
GİV

GİV

Girişimci İş Adamları Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
İnsan Vakfı

İnsan Vakfı

İnsan Eğitimi Kültür ve Yardımlaşma Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
Abdulkadir SEVEN

Gemileri Yakmak

“İspanya topraklarına çıkan Tarık bin Ziyad, 27 Nisan 711 tarihinde, Kral Roderick komutasındaki Vizigot ordusuyla karşı karşıya geldi.

Tarık bin Ziyad askerlerinin geriye dönüş ümidini kırmak için gemilerinin bir kısmını yaktırdı. “Gemileri yakma” tabiri bu olay nedeniyle 13 asırdan beri söylenir durur.

Tarık Bin Ziyad, savaş öncesinde ordusuna hitaben şöyle bir konuşma yaptı; “Ey insanlar! Kaçılacak yer neresi? Arkanızda deniz, önünüzde düşman! Sizin için sabır ve doğruluktan başka çare yok!

Savaş alanının ortasında Vizigot Kralı Rodrigo'yu gören Tarık, atını onun üzerine sürdü. İkisi arasında geçen çarpışmada, Tarık bin Ziyad, Kralı kılıcıyla öldürdü. Bunun üzerine Vizigot ordusu tamamen dağıldı.

Yakılacak gemileri olanın sevdasıdır bu yol.
Ardına bakmayan, yanında kimse olmadığında sızlanmayanların sevdasıdır.
Sevdası olmayan yanar mı?
Yüreğinde kor ateş taşımayanlar Gemileri de, Şirket-i Hayriye’nin vapurları zanneder.
Zamanenin gemileri yakması, her saf ve cenah değiştirdiğinde gemileri bizde yaktık diye böbürlenmesi ve övünmesine ne demeli?
Gemileri yaktım diyenin dilini, kalbi de tasdik etmelidir ki gemiler yanmış olsun!
Süfli hevesler uğruna, mevki ve makam uğruna, menfaat ve çıkarlar uğruna gemileri yakanların aradıklarını bulamadıkları an başka limanlardaki gemilere işaret fişeği ile haber uçurmalarına ne diyeceksiniz?
Nasıl olur, hani bunlar gemileri yakmışlardı mı, diyeceksiniz!
Gemileri yakmak adamlarda alışkanlık yapmış mı?

Tarık sabredenlerdendi. Tarık doğruydu, sözünün eriydi.
Onun için kendinde var olan hasletleri ordusuna tavsiye etti.

Bizim gemi yakanların sabrını, samimiyetini, yakma yolundaki doğruluklarını varın siz koyun kantara! [1]

Gemileri yaktın mı Hz. Eyyüp El Ensari gibi yakacaksın. Ömrünün son demlerine kadar mücadele edecek ve İslam ordularına manevi ruh katacaksın.

Rabbimiz bizlere emretmiyor mu?
"O halde bir işi bitirince, hemen başka işe giriş, onunla uğraş" (2)

Takatinin yettiği kadar mücadele etmek. Cihad değil midir?
Sağlıklı olan herkesin Allah yolunda savaşa katılması gerektiğine inanan Ebu Eyyûb (ra) “Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayınız.(3) mealindeki ayette sözü edilen tehlikeyi, ‘savaşa gitmeyip işiyle gücüyle meşgul olmak’ şeklinde açıklardı.
 
“İstanbul elbette fetholunacaktır; onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel askerdir." (4) Müjdesine nail olabilmek için seksen küsur yaşında iken iki sefer İstanbul kuşatmasına katılmış ve sonradan gerçekleşecek fethin ilk neferlerinden olarak rûhunu bu yolda teslîm ederken etrafındakilere; "Cesedimi, ayağınızın bastığı son noktaya gömün!” buyurmuştur. (ö. 49/669)

Piri fani halde onu bu yollara düşüren nedir? Makam, şan, şöhret mi?
O’nu hangi saikler yaklaşık 3300 km aylarca at sırtında buralara getirdi.
Bir yerde doğruluk, samimiyet, vefa, ahde vefa, insanlık, dürüstlük, arkadaşlık ve dostluk kalmamışsa ve siz gemileri Allah için yakmışsanız, kimsenin size bir diyeceği olamaz.
Ancak, işin içinde çıkar varsa, menfaat varsa ve siz bunun için gemileri yaktım iddiasında bulunuyorsanız ona gemileri yakmak değil, gemiyle beraber kendini de yakmak denir ki, biz hala anlayamadıysak söz ne yapsın, Tarık gibi örnek ne yapsın?

Peygamber Efendimize:
“–Yâ Resûlallah! Bir adam ganimet için savaşıyor, bir başkası kendinden bahsedilsin diye savaşıyor, bir diğeri kahramanlığını göstermek ve ırkının üstünlüğünü ispat etmek için savaşıyor, bir diğeri de öfkesinden dolayı savaşıyor. Bunların hangisi Allah yolundadır?” şeklinde sorular sorulmuştu.
Resûlullah: “–Kim, Allah’ın dîni daha yüce olsun diye (i’lâ-yı kelimetullâh için) savaşırsa, sadece o Allah yolundadır” buyurdu. (5)

Muhacir Hicret ederken geride tüm geçmişini bıraktı. Gemilerini yakıp çöl kumlarına teslim oldu.
"Zahiri yenilgiler; izzetli var oluşla hayat bulur.’’
"Ey iman edenler! Allah’tan gerektiği gibi korkup (fenalıklardan) sakının. Ancak Müslüman olarak can verin.’’ (6)

Cuma hutbesinde olan Selahaddin Eyyubi’ye bir genç bağırır!
“-Kudüs‘e cihadı emret başka ne konusundan bahsediyorsun”der.
Selahaddin cevap vermez…
Cumartesi sabah namazına durmadan önce sorar
“-Dün bana hutbede cihadı emretmemi isteyen genç nerede? “
Ses yok…
Çünkü genç; gelmemiştir.
Selahaddin Eyyubi der ki: “-Vallahi! Cuma namazına gelenler, sabah namazına gelmedikçe Kudüs’e cihadı emretmeyeceğim!"

Ruh; imanla hayat bulmalı. İbadet ve taatle onu beslemeli. Yamuk ruh her daim sorunlu, hamasi ve girdaplıdır. Boş hevesleri kıracak ve pişirecek yegâne direnç ameldir.

Bir umuttur belki secde de belki Kâbe’de ölürüz.
Bir umuttur belki bu yolda ya terimiz ya kanımız akar.
Bir umuttur belki bu yolda toprağa düşerken ardımızda onlarca insan yetişir.
Bir umuttur sadece bir umut bizi Firdevs de konaklandırır.

Rabbim! sen yeter ki umutlarımızı tükettirme.. .
 
1] Erol Sunat- Yeni Meram
2] İnşirah 7
3) Bakara 195
4) (Ahmed, IV, 335; Hâkim, IV, 468/8300)
5) Bkz. Buhârî, Cihat, 15; Müslim, İmâre, 149-151
6) Âl-i İmran Suresi: 102
 


Diğer Makaleleri