İhtisas Kurumları
HAREKET SPOR KLÜBÜ

HAREKET SPOR KLÜBÜ

GENÇ HAREKET SPOR KLÜBÜ

WEB SİTESİNE GİT
Mutlu Aile

Mutlu Aile

Mutlu Aile Mutlu Çocuk Eğt. Kül. ve Day. Der.

WEB SİTESİNE GİT
Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

WEB SİTESİNE GİT
GİV

GİV

Girişimci İş Adamları Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
İnsan Vakfı

İnsan Vakfı

İnsan Eğitimi Kültür ve Yardımlaşma Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
Muhammed Fesih KAYA

ÇIĞLIK

Çığlık insanın yaradılış gayesini gerçekleştirmek için çektiği sancı…

Çığlık insanlık onurunu ayakta tutma mücadelesinin adı…
 
Çığlık insanca yaşamın adı…

Çığlık İlk insan Âdem’in oğlu Habilin kardeşi tarafından öldürülmek istenen insanlığın, rahmetin ve merhametin ayakta durmak için çırpınışı...

Çığlık Hud aleyhisselamın Ad kavmine direnişi…

Çığlık Hazreti Salih’in kavminden teberrisi…

Çığlık İbrahim’in ateşe atılması pahasına tavizsizliği…

Çığlık tüm kınama ve aşağılanmalara karşı erdemli insanlar topluluğunun Nuh’un karada yapmış olduğu gemisine binmeleri…

Çığlık Firavunun oluşturmuş olduğu sele karşı Kızıldeniz’in bir avuç mazlum için yarılması…

Çığlık en yakınların zulmüne karşı Mekke’den Medine’ye hicret…

Çığlık Bedir’de Ya Rab! eğer bugün burada yenilirsek senin adını yeryüzünde anacak hiç kimse kalmayacak feryadı…

Çığlık evladı Resul Hüseynin şanlı direnişi, hakkı tutup yerden kaldırışı…

Çığlık Seyyidina Zeyneb’in asırlar öncesinden yüreklerimizi delercesine  haykırışı…

Çığlık Gazze…

Çığlık Suriye…

Çığlık Afganistan…


Çığlık insanca (İslam’ca) yaşama adına tüm zaman ve zeminlerde...

Çığlık …

Dün…

Bugün…

Yarın…

Peki, nereden çıktı bütün bu çığlıklar? Elbette ki bunlar Muharrem ayının hatırlattıkları.

İnsanlığın kurtuluşu ve hakkı ayakta tutmak için adanmışlardan Cennet gençlerinin efendisi hazreti Hüseyninin çığlığını ve onun bu çığlığına kendi çığlığını katarak her günü aşauraya her yeri Kerbelaya çeviren hazreti Zeynep…

Evet, gerçekten de Muharrem veya aşura deyince elbette ki 10 Muharrem 680 yılında gerçekleşmiş acısı hala tüm tazeliğiyle yüreklerimizde taptaze duran öfkemizi büyüten bizlere; tek başımıza kalsakta mücadeleyi, bedel ödemeyi, hesapsız olmayı, istikrarı, istikameti, takdiri, tevekkülü ve düşmanın nasıl aşağılandığını öğreten mektep olduğu bilincini sürekli diri tutmak…
 
Ancak aşurayı sadece aşure merasimine hapis etmek ne kadar yanlışsa, bunu matem, yas ve intikam gününe çevirmek ve sahibi Allah olan bir dini bu menfur olayın üzerine bina etmek veya bu olay üzerinden anlamaya çalışmakta kanımca bir o kadar yanlıştır. 

Aslında aşuranın Hazreti Âdemden beri dini yaşamak adına sürdürüle gelen mücadele çizgisindeki tavır usul ve yol olduğunu anlamak gerekir.

Aşura bu çığlığa kendi çığlığımızla dâhil olmanın adı olasa gerek…

 
 

Diğer Makaleleri