Kıymetli Basın Kuruluşları ve medya mensupları, 

Gönüllü kuruluşlar olarak, burada Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarının şahidi olduğumuzu ve bugün karşı karşıya kaldıkları zulmü telin etmek için bir araya geldik. 

 

İsrail, 1948'den bu yana 75 yıldır, hiç ara vermeden hem devlet hem de sivil milisler eliyle sistematik işgal ve soykırım uygulamaktadır. Kurulduğunda 9 bin kilometrekare yüzölçümü olan İsrail, bugün 22 bin kilometrekare olup, sınırları belli değildir ve işgale devam etmektedir.

BM kararlarını uluslararası hukuku ve insanlık değerlerini ayakları altına alarak bu ihlalleri yapan İsrail'e yaptırım uygulanamamakta, sessiz kalınmakta, bugün de desteklenmektedir... 

"Kim terörist?" sorusuna cevap arayanları İsrail’in zulüm politikalarına bakmaya davet ediyoruz. 

İş birlikçi devletlerin de desteğiyle Filistin, kara, deniz ve hava yoluyla kuşatılmış, ambargolarla ve sürekli saldırılarla Filistinlilerin hayatı her geçen gün karartılmıştır. İşgal edilen topraklar, yok edilen hayatlar ve yıkılan evler, İsrail soykırımın somut kanıtlarıdır.

İsrail, nefretin, ırkçılığın, vahşetin ta kendisidir.

İsrail, kötülüklerin anasıdır.

Kendini seçilmiş ve hukukun üstünde gören bu insanlık düşmanı güç durdurulmalı ve kontrol altına alınmalıdır. 

Uluslararası topluluklar ve devletler, tarafsızlıklarını kaybetmiştir. Birleşmiş Milletler ’in 1 Eylül 1947 tarihli “Filistin Devleti” kurulması kararı rafa kaldırılmış, masum milyonlarca Filistinlinin feryadını kimseler duymamaktadır. Mazlum toplumlar için daha adil bir dünya düzeni kurulmalıdır! 

ABD, Birleşmiş Milletler ‘in İsrail aleyhine aldığı kararları görmezden gelerek, önce tek taraflı olarak Kudüs’ü İsrail'in başkenti ilan etmiş bugün de İsrail’e destek için donanmasıyla Gazze’yi kuşatma altına almıştır. İşbirlikçileri şiddetle kınıyoruz.  

Bir millet Niçin Canını Verir ?  

Filistinli kardeşlerimizin, dinini, namusunu, vatanını ve bayrağını korumak için kendilerini can feda etmekten başka çareleri kalmamıştır. Bunu da en iyi anlayacak olan asil milletimizdir. Bugün Gazze, Çanakkale, Filistin, Anadolu olmuştur. 

Şeref ve şöhreti şehit olmakta gören Filistinli Müslümanlar, Aksa Tufanı savunmasıyla İsrail’i sarsmıştır. Kendini güç abidesi gören kibirli devlet, işgal ettiği topraklara pamuk ipliği ile bağlı olduğunu görmüştür. Saatler içinde karakollarını kaybeden, komutanları ve binlerce askeri esir alınan, aşılmaz denilen demir kafesleri başları yıkılan, “MOSSAD”ı gafil avlanan bir İsrail artık kendi vatandaşlarına bile güven veremez hale gelmiştir. Korkunun ecele faydası yoktur. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.  

Filistinlilerin meşru müdafaa eylemlerine "terör" demek, İsrail'e destek olmaktır. Vicdan sahibi herkesi, işgalci, diktatör ve küresel ittifaka karşı, Filistinli kardeşlerimizin haklı mücadelesinin yanında yer almaya davet ediyoruz. 

Filistin’i yönetme hakkı, Filistinlilerindir. Gün Filistinli kardeşlerimizin yanında olma günüdür. 

Bu kritik dönemde, Arap Birliği, İslam İş Birliği Teşkilatı, Türk Devletleri Teşkilatı, uluslararası İslami kuruluşları,  İsrail’i teline ve Filistin halkının temel hak ve özgürlüklerini savunma konusunda harekete geçmeye çağırıyoruz. 

Dünya liderlerine, sivil toplum kuruluşlarına ve tüm Müslümanlara İsrail vahşetini kınama, Filistinlilerin sesi olma çağrısında bulunuyoruz. 

 

Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı üyeleriyle birlikte İsrail’in zulmüne, insan hakları tecavüzlerine, Filistin’i işgaline ve Mescidi Aksayı ele geçirme planlarına karşı milletimizle birlikte daima karşı durduğumuzu, Filistin davasını nesilden nesile aktarıp unutturmayacağımızı,  tüm imkanlarımızla Filistinli kardeşlerimizi ve direnişlerini destekleyip, bağımsız Filistin devleti kuruluncaya kadar, Filistinli kardeşlerimizin yanlarında olduğumuzu, terör devleti Siyonist İsrail’i lanetlediğimizi, Filistinli şehitlerimizi şükranla yad ettiğimizi kamuoyuna arz ederiz. 

Saygılarımızla.