İhtisas Kurumları
HAREKET SPOR KLÜBÜ

HAREKET SPOR KLÜBÜ

GENÇ HAREKET SPOR KLÜBÜ

WEB SİTESİNE GİT
Mutlu Aile

Mutlu Aile

Mutlu Aile Mutlu Çocuk Eğt. Kül. ve Day. Der.

WEB SİTESİNE GİT
Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

WEB SİTESİNE GİT
GİV

GİV

Girişimci İş Adamları Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
İnsan Vakfı

İnsan Vakfı

İnsan Eğitimi Kültür ve Yardımlaşma Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
Ömer BUDAK

MEVDUDİ VE ESERLERİ

Son dönem ıslahat önderleri arasında Mevdudi’nin yeri apayrıdır. Onu birçoklarından ayıran en önemli özellikleri; ilmiyle amel etmesi, ümmetin sahip olduğu değerleri sonucu ne olursa olsun korkusuzca haykırması ve vasat bir din anlayışını hâkim kılma azmi olarak sayılabilir. Şüphesiz ümmetimizin şu anki durumundan kurtulması için onun gibi doğruları haykıran ve çıktığı yoldan asla dönmeyen mücahitlere ihtiyacımız vardır.

Şehid Seyyid Kutub’un tabiriyle, “Büyük Müslüman” Mevdudi’nin hayatına kısaca değinecek olursak;içinde suikast girişimleri, hapishane hayatı, ki bu dönemdeyken bile davasına hizmet etmiştir, her türlü baskı ve eziyetin olduğu ve yoğun mücadelelerle geçen dopdolu bir hayatın ardından, yakalanmış olduğu müzmin böbrek hastalığı oldukça şiddetlenen Mevduditedavi için oğlunun görev yaptığı hastaneye kaldırıldı ve bu hastanede 22 Eylül 1979 yılında hakkın rahmetine kavuştu.

Mevdudi’nin en büyük gayesi Pakistan’ı dünyaya örnek teşkil edecek bir İslam devleti kurmaktı. Üstad Mevdudi, bütün yazılarında Kuran ve Sünneti referans göstererek dinin kanun olduğunu, dinin ahiret olduğunu, dinin adalet sistemi olduğunu söyler.

Tarih Boyunca Tevhid Mücadelesi Ve Hz. Peygamberin Hayatı adlı eserinde sadece Hz. Muhammed’in (s.a.v.) hayatını değil, Peygamber Efendimize (s.a.v) Tevhid sancağını ulaştıran peygamberlerden bahsederek günümüz Müslümanlarının bu Peygamberlerden hayatlarında, davetlerinde ve amellerinde örnek almasını sağlamıştır. Eserin içinde işlenen konular ve kavramlar esere farklı bir boyutta kazandırmıştır. Aynı zamanda “İslam’ın demek istediği şudur: Allah nazarında ve katında, her devirde bütün insan soyu için bütün yeryüzünde en uygun ve en gerçek hayat tarzı İslam’dır” diyerek İslam’ın ne yaşanan belli bir döneme ne de belli bir insan toplumuna ait olmadığını ortaya koymuştur. O bazı kesimlerce ileri sürülen İslam’ın eskidiği görüşünü reddederek onun Allah katında en doğru yaşam tarzı olduğunu belirtmiştir. Ayrıca eserin içinde işlenen konular ve kavramlar esere farklı bir boyutta kazandırmıştır.

Mevdudi’ye göre İslam medeniyeti Fars, Hint ve Bizans medeniyetlerinin bir karışımı sonucu ortaya çıkmamıştır. Medeniyetlerin birbirleriyle kimi zaman yüzeysel etkileşimlerini inkâr etmez ama bu bizim asıl medeniyetimizde sadece yüzeysel olmuştur. Çünkü İslam medeniyeti vahyin ışığında şekillenmiştir buda onu temelde diğerlerinden ayıran en önemli özelliktir. Ayrıca “İslam Medeniyeti” adlı eserinde, “Bu medeniyet bir kavme, bir vatana ve belirli bir nesle ait değildir. Bu medeniyet bütün sistemleriyle yeryüzüne hâkim bir devlet gibidir.  Allah bu devletin melikidir, Resul önderidir, Kuran kanunlarıdır. Fert, Allah’a öndere ve kanunlara itaat ile yükümlüdür. Çünkü oranın mutlak hâkimi Allah’tır.” diyerek İslam medeniyetinin hiçbir şekilde, hiçbir milliyetçiliği barındırmaması gerektiğini de belirtmiştir. Çünkü bu Hz. Peygamber’imizin öğretilerine ve bütün insanlığa gönderilmesine ters düşmektedir.

İslam’da İhya Hareketleri adlı eserinde İslam ve cahiliyeyi anlatmış ve bu ikisi arasındaki tevhidi mücadelenin öncülerinden bahsetmiş ve İçtihad, Tecdid gibi kavramları da işlemiştir. Tecdidin dine yeni bir şey sokmadığını tam aksine, İslam’a tarih içerisinde kötü niyetli toplumların bulaştırdığı şirk kalıntılarını temizlemek olduğunu belirtmiştir. Yine aynı eserinde, “İslam demek tevhidi bir düşünce, inanç ve hareket biçimi demektir.” diyerek tevhidin sadece bir düşünce şekli olmadığını fikirden amele geçmesi gerektiğini belirtmiştir.

Mevdudi, Müslümanları zihinleri köhnemiş şekilci ve törensel din anlayışına karşı bilinçli olmaya davet ettiği gibi, gerek geçmişi gerekse seküler batı kültür ve düşüncesini körü körüne taklit hastalığına karşıda her vesileyle uyarmıştır. O, Batılı seküler sömürgecilerin İslam ülkelerinde uyguladıkları seküler eğitim sistemini tenkit ettiği gibi geleneksel taklitçi medrese tedrisatını da eleştirmiştir. Mevdudi’nin çeşitli Müslüman ülkelerdeki İslami hareketlerin fikir, düşünce ve eylemlerinde çok büyük etkisi olmuştur. Onlarca eseri ise çok sayıda dile çevrilmiştir.

Yüce Rabbimizden arzumuz bizim Mevdudi gibi öncü şahsiyetlerin yolundan gitmemizdir.

Sözlerimize Mevdudi’nin Tercümanu’l-Kuran adlı dergisinde 1935 yılında yayımladığı makaleden bir paragrafla son veriyoruz:

“… Derken başka bir medeniyet ortaya çıktı ve hızla ilerlemeye başladı. Müslümanlar tarafından terk edilen gayret mücadele ve akıl prensipleri Batı milletlerinin eline geçti. Müslümanlar böyle uyuşukluk içine girerken, Batılılar Müslümanların terk ettikleri gelişme prensiplerini uygulayarak daha çok ilerlemeye başladılar. Müslümanların kaybettikleri insanlık liderliğini yakalayana kadar ilerlediler. Ve sonra dünyanın en iyi en verimli kısımlarını entrikalarla ele geçirdiler. Onların düşünce ve fikirleri Müslümanların yaşamlarına hâkim oldu, zihin ve ruhlarını tamamen işgal etti.”

Diğer Makaleleri