İhtisas Kurumları
HAREKET SPOR KLÜBÜ

HAREKET SPOR KLÜBÜ

GENÇ HAREKET SPOR KLÜBÜ

WEB SİTESİNE GİT
Mutlu Aile

Mutlu Aile

Mutlu Aile Mutlu Çocuk Eğt. Kül. ve Day. Der.

WEB SİTESİNE GİT
Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

WEB SİTESİNE GİT
GİV

GİV

Girişimci İş Adamları Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
İnsan Vakfı

İnsan Vakfı

İnsan Eğitimi Kültür ve Yardımlaşma Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
Hasan UYAR

SESSİZ ÖNCÜLERİMİZDEN MÜLAYİM TEKİN (1961-2010)

Adı gibi mülayim olan Mülayim Tekin, mütevazi kişiliği, samimi gayreti ve fedakarlığı ile gönül dünyamızda önemli izler bırakmış, 1980 sonrası İstanbul’da gençlik çalışmalarımızda emeği olan öncü ağabeylerimizden biridir.

Mülayim Tekin 1961 yılında Bolu ilimizin Taşkesti beldesinde dünyaya gelmiş, ilkokul eğitimini burada tamamladıktan sonra hafızlık eğitimi için İstanbul’a gelmiştir. Hafızlık eğitimini Fatih Draman’da bulunan Tercüman Yunus Kur’an Kursu’nda tamamladıktan sonra lise tahsili için Sarıyer İmam Hatip Lisesi’ne kaydolan Mülayim Tekin, ortaokul birinci sınıfı Sarıyer İmam Hatip Lisesi’nde tamamladıktan sonra ortaokul ikiden itibaren eğitimine Zeytinburnu İmam Hatip Lisesi’nde devam etmiştir.

Mülayim Tekinin Zeytinburnu İmam Hatip Lisesi’ndeki ortaokul yılları ülkemizde gençlik hareketlerinin fırtınalarla seyrettiği 1970 yıllarının son dönemlerine denk gelmektedir. İslami bir terbiyeyle büyüyen ve bu ahlaka uygun bir ortamda gelişen Mülayim Tekin, bu dönemin gereği olarak okulundaki gençlik çalışmalarında aktif olarak yer almıştır. Gerek okuldaki gençlik faaliyetlerinde gerekse de yatılı kaldığı İlim Yayma Cemiyeti’nin Zeytinburnu yurdundaki çalışmalarda o günkü birikimi ve tecrübesine uygun sorumluluklar üstlenmiştir. 1980 Askeri Darbesi ile kaldığı yurt kapatılınca bir müddet arkadaşları ile birlikte öğrenci evinde kalarak eğitimine devam etmek zorunda kalmıştır.

Mülayim Tekin arkadaşları ile birlikte okuldaki ve yurttaki gençlik çalışmalarının yanı sıra bölgesindeki hatta İstanbul ve Türkiye genelindeki İslami çalışmaları da yakından takip etmiş, miting, konferans, yürüyüş vb. organizasyonlara da katılmayı ihmal etmemiştir. Bütün bu faaliyetlerin yanı sıra zihin dünyasını geliştirecek kitaplar okurken, gönül dünyasını zenginleştirecek sohbetlere de istikrarlı bir şekilde katılmıştır. Gençlik sohbetlerinde ve gezilerde söylenen marşlar, yürüyüş ve mitinglerde atılan sloganlar Mülayim Tekin’in ve arkadaşlarının İslami şuur ve bilincini sürekli diri tutmuştur.

1980 İhtilali olduğunda Mülayim Tekin Zeytinburnu İmam Hatip Lisesi’nde lise dönemine gelmiştir. Bu arada yaklaşık bir yıl kadar kapalı kalan İlim Yayma Cemiyeti Zeytinburnu İmam Hatip Yurdu da tekrar açılmıştır. Yurt açılınca Mülayim Tekin arkadaşları ile birlikte tekrar yurda geçerek eğitimine devam etmiştir. Mülayim Tekin’in daha küçük yaşlarda hayatına ailesinden uzakta ve çeşitli zorluklar yaşayarak devam etmek zorunda kalması onun sabırlı ve vazgeçmeyen bir karaktere sahip olmasında önemli bir rol oynamıştır.

Mülayim Tekin 1980 sonrası lise yıllarında olgun ve kuşatıcı kişiliği ile gerek yurtta gerekse de okulunda artık gençliğin Mülayim Abisidir. O ve arkadaşları Zeytinburnu İmam Hatip Lisesi’nde dert sahibi öğretmenlerinin, yurt yöneticilerinin ve üniversite öğrencilerinin de kendilerine destek olmaları ile önemli çalışmalara imza atmışlardır. Mülayim Tekin’in Zeytinburnu İmam Hatip Lisesi’nden 1984 yılında mezun olmasından sonra onun ve arkadaşlarının miras bıraktığı gençlik çalışmasını yetiştirdikleri öncü nesiller sonraki yıllarda geliştirerek devam ettirmiştir.

12 Eylül İhtilali Müslüman Genç’liğin İstanbul’daki çalışmalarını olumsuz etkilemekle birlikte bitirememişti. Müslüman Genç’ler üniversitelerde, liselerde ve imam hatip liselerinde davet eksenli çalışmalarına kesintiye uğratmaksızın devam ediyorlardı. Lise eğitimini tamamlayan Mülayim Tekin 1984 yılında İstanbul’daki imam hatip liselerinin genel sorumluğuna istişare ile seçildi. Bu süreçte İstanbul İmam Hatip Lisesi’nden öğrenci arkadaşlarla birlikte Fatih’te öğrenci evinde kaldı. Bizler de zaman zaman bu öğrenci evinde misafir olarak kalıyorduk. Evde Mülayim Ağabeyin bizleri güler yüzle karşılaması, bizlere gösterdiği ilgi, yaptığı ikram hizmetleri, hoş sohbetleri, kendisinin imamlığında kıldığımız vakit namazları, namaz sonrası birlikte söylediğimiz marş ve ilahiler halen hafızamda taptaze durmaktadır. Mülayim Ağabey ile birlikte ev kampları, yurt kampları ve çadır kampları şeklinde birçok kampta, toplantıda ve gezi organizasyonunda bulunma fırsatım oldu. Bütün bu ortamlarda yönetim ekibindeki arkadaşların kendisine olan hürmeti ve ricalarını yerine getirmedeki gayretleri dikkatimi çekiyordu. Bu saygının temel sebebinin Mülayim Ağabeyin gençlerle kurduğu ilişkinin temelinin muhabbete dayalı olmasından kaynaklandığını fark etmiştim. Öyle ki gençliğimizden ve tecrübesizliğimizden kaynaklanan hatalarımızı, ifrat ve tefritlerimizi tebessümle karşılıyor, nazik ve yumuşak bir şekilde bizleri ikaz ediyordu. Daha sonraki yıllarda gençlik çalışmalarında sorumluk aldığımızda bizlere gerekli olan hasletleri, davranışları Mülayim Ağabey başta olmak üzere öncülerimizden farkında olmadan hal ile aldığımızı sonraki yıllarda çok daha iyi idrak edecektim.

1985 yılında Mülayim ağabey üniversite eğitimi için Pakistan’a gideceğinden dolayı imam hatip liseleri çalışmamızdaki sorumluluğunu istişare ile devretti. Pakistan’daki öğrencilik yıllarında Mülayim Ağabey evlendi. Pakistan’da öğrenciliğine devam ederken aynı zamanda Afgan Cihadını yakından takip ediyordu. O dönem Pakistan’da okuyan Türk öğrencilerin özellikle İstanbul’dan gidenleri ile yakından tanışan Mülayim Tekin arkadaşlara orada da ağabeylik yapmaya devam ediyor, onlara maddi manevi yardımcı olmaya çalışıyordu. Hatta ilk defa ailesinden ayrılarak gurbete çıkan 18 yaşındaki lise mezunu arkadaşlara gurbette olmanın ne demek olduğunu çok iyi bilen biri olarak ağabeylikten öte baba şefkati gösteriyordu.

1989 yılında Mülayim Tekin, Pakistan İslamabat Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nden Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne geçiş yaptı. Eğitimine Marmara İlahiyat Fakültesi’nde devam ederken İstanbul Sultanbeyli ilçesinde fahri imam olarak vazife yaptı. İmamlık sürecinde cami cemaati ve bölge halkı ile çok iyi bir diyalog kurdu. Bu dönemde camideki vaazları, yetişkinlerden ve gençlerden oluşturduğu ders halkaları ile muhatapları üzerinde derin izler bıraktı. Birçok gencin İslam’la tanışmasına vesile oldu. 1993 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun olarak İnsan Vakfı Soğanlık Kur’an Kursu’nda müdür olarak göreve başladı. Mülayim Hoca Kuran kursunun her şeyiydi adeta. Yöneticiliğin yanı sıra kursun ihtiyaçları için kursun bitişiğindeki camide vaaz ediyor hayır sahiplerini kursa destek olmaya davet ediyordu. Kurban bayramlarında kursun ihtiyaçları için talebeleri ile birlikte kurban derisi toplama faaliyetlerinde yer alıyordu. Bazen mutfakta bulaşık yıkıyor ve yemek yapıyordu. Kursu ayakta tutabilmek için adeta varını yoğunu ortaya koyuyordu. 28 Şubat sürecinde Kur’an kursları üzerindeki baskı artınca kursu öğrenci yurduna çevirerek bürokrasiden ve emniyetten gelen bütün baskılara göğüs geriyordu. Hayatı mücadele ile geçen bu dava adamı sorumluluğunu üstlendiği talebelerinin eğitimine devam edebilmesi için dostları ile birlikte 28 Şubat zihniyetine karşı pes etmeyerek direniyordu.

Mülayim Tekin İnsan Vakfı Soğanlık Yurdu’ndaki görevini yardımcılığını yapan İsmail Yılmaz Hocaya devrederek aynı mahallede bulunan Öğretmen Salih Tüzün Ortaokulu’nda din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak göreve başladı. Öğretmenliğe devam ederken kurucusu olduğu Soğanlık Yurdu’na da destek olmaya özen gösteriyordu. Mülayim Tekin’in önemli özelliklerinden biri de Allah’ın dinine hizmet ederken oluşturduğu dostluklara vefa göstermesiydi. Gerek zorlu talebelik yıllarında gerekse de hocalık ve yöneticilik yaptığı dönemde bin bir emek neticesinde ortaya çıkan dostlukları gözbebeği gibi muhafaza etmeye dikkat ediyordu.

Mülayim Tekin, 2004 yılında öğretmenlikten istifa ederek memleketi olan Taşkesti Belediye Başkanlığı için aday oldu ve belediye başkanı seçildi. Belediye başkanlığındaki amacı doğduğu topraklara olan vefasından kaynaklanan hizmet etme aşkı idi. Belediye başkanlığı döneminde beldesinin gelişmesi için birçok proje geliştirdi. İstanbul’daki belediye başkanları ile olan gençlik yıllarından gelen hukuku ile imkanlar oluşturmaya gayret etti. Beş yıllık belediye başkanlığı döneminde bölge halkı ve belediye çalışanları ile kardeşlik hukuku çerçevesine ilişkiler geliştirdi.

Mülayim Tekin Ağabeyin evine talebelik yıllarından itibaren belediye başkanlığı yaptığı dönem de dahil olmak üzere arkadaşlarla birlikte birçok defa misafirliğim oldu. Bütün ziyaretlerimde şahit olduğum evinin sadeliği, ailesi ile olan huzuru ve mütevazi kişiliğiydi. Sahip olduğu başkanlık makamı onu asla değiştirmedi. Bolu ve çevresinde gençlerle birlikte yaptığımız kamplara mutlaka ziyarete gelir, halimizi hatırımızı sorar, ihtiyaçlarımız ile ilgilenir ve evine davet ederdi. Şahsım da dahil olmak üzere yolu Mülayim Ağabeyin ikamet ettiği bölgeden geçen arkadaşlar bu mütevazi, mutedil ve mülayim dosta uğramadan yollarına devam etmek istemezdi.

Mülayim Tekin, bir dönem belediye başkanlığı yaptıktan sonra 2009 yılında öğretmenliğe geri dönerek Bolu İmam Hatip Lisesi’nde göreve başladı. Bir dönem burada aktif olarak görev yaptı. Bir akşam evdeyken telefonum çaldı. Arayan Mülayim hocamdı. Selam ve hâl hatırdan sonra midesinden rahatsız olduğunu ve doktorların İstanbul’a sevk ettiğini söyleyerek hastane ve doktor sordu. Durumu İstanbul’daki arkadaşlara ilettim. Araştırmalarımız neticesinde Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde tedavi süreci başladı. Maalesef rahatsızlığı için mide kanseri teşhisi kondu. Tedavi sürecinde Başakşehir’e taşındı. Bir taraftan tedavisi devam ederken diğer taraftan Eyüp Sultan’da Münzevi Camii’nin yanında bulunan İnsan ve Medeniyet Hareketi Genel Merkezi’ndeki “Kuran İkliminde Müzakereler” dersine devam ediyordu. Dostları ile buluşmanın kendisine iyi geldiğini söylüyordu. Hastalığın tedavisi oldukça meşakkatliydi. Fakat hastalıktan kaynaklanan sıkıntılara sabrediyor asla herhangi bir şikâyette bulunmuyordu. Tüm hayatı boyunca kendisinde müşahede ettiğim tevekkülü yine simasında ve tüm benliğinde hissediyordum. Vakarlı duruşu Rabbimizin takdirine rızası ile bizlere bir kez daha örnek oluyordu. Yakalandığı illet tüm bedenini sarmıştı. Doktoru tedavisine hastanede yatılı olarak devem edilmesine karar verdi. Doktorların tüm çabasına rağmen 2010 yılının 1 Nisan gecesinde bizzat kendisi Yasin-i Şerif’i zor da olsa tilavet ederken ruhunu Rabbine teslim etti. 21 Nisan’da Fatih Camiinde öğle namazında kılınan cenaze namazının ardından na’şını memleketi Taşkesti’ye götürerek ikindi namazını müteakiben ailesi, dostları ve hemşerileri ile birlikte defnettik.

2021 yılında İnsan Vakfından arkadaşlar Suriye’de bir okul inşa etmek istediklerini, bu hususta öğretmenlerin de desteğini talep ettiklerini belirtti. Arkadaşlarla istişaremiz neticesinde inşa edilecek okulun isminin “Mülayim Tekin İlkokulu ve Ortaokulu” olmasına karar verdik. Allah’a hamdolsun Mevla’nın yardımı, Mülayim Tekin’i yakından tanıyan dostlarımızın desteği ile 4 ay gibi kısa bir sürede okulun inşası tamamlandı. Sessiz öncülerimizden olan Mülayim Tekin adına yapılan bu okulda birinci sınıftan altıncı sınıfa kadar sabahçı olarak 450 erkek öğrenci, öğlenci olarak ise 500 kız öğrenci eğitim görmektedir.

 

Okulun inşaatı için gayret ettiğimiz dönemde gördüm ki sağlığında hesapsız bir şekilde Allah rızası için koşturan dava adamlarına duyulan hürmet ve sevgi vefatlarından sonrada devam ediyor. Onların isimleri dahi sadakayı cariye kapsamındaki salih amel çalışmalarında geride kalanların gayretlerine destek olmaya devam ediyor. O halde bütün eksiklerimize ve olumsuzluklara rağmen Mülayim Tekin, Akif Babalı, Hayati Üstün, Fahrettin Kültür, Bahattin Yıldız, Bilal Yaldızcı, Tekiner Tayfur, Fuat Çağlar, Bülent Tuna, İrfan Macit, Hasan Demirel, Adnan Balcı ve burada şu an isimlerini zikredemediğim bizden önce Rabbimize kavuşan öncülerimiz gibi hak yolda adaletin tesisi, inananların izzeti için mücâhede etmeye devam etmeliyiz ki akıbetimiz hüsnü hatime olsun.

1984 yılında Fatih’te bulunan öğrenci evimizde Mülayim Tekin ağabeyimiz ile birlikte coşkuyla söylediğimiz marşın sözlerinde olduğu gibi:

Kulluğa geldik fani dünyaya,

Allah erleri adımız bizim,

Halkalandık çevrelendik hak yol İslam’da,

Mal da kurban can da kurban tek yol İslam’a.

Diğer Makaleleri