İhtisas Kurumları
HAREKET SPOR KLÜBÜ

HAREKET SPOR KLÜBÜ

GENÇ HAREKET SPOR KLÜBÜ

WEB SİTESİNE GİT
Mutlu Aile

Mutlu Aile

Mutlu Aile Mutlu Çocuk Eğt. Kül. ve Day. Der.

WEB SİTESİNE GİT
Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

Enderun Özgün Eğitimciler Derneği

WEB SİTESİNE GİT
GİV

GİV

Girişimci İş Adamları Vakfı

WEB SİTESİNE GİT
İnsan Vakfı

İnsan Vakfı

İnsan Eğitimi Kültür ve Yardımlaşma Vakfı

WEB SİTESİNE GİT

COVİD 19 VE FİRAVUNLARIN EPİFİZ PLANI

COVİD 19 VE FİRAVUNLARIN EPİFİZ PLANI

Kur'an-ı Kerim'de yetmiş dört yerde Firavun ile Hz. Musa kısası anlatılır. Firavun alabildiğince büyüklenmiş, ilahlık iddiasında bulunmuş, şımararak halkını küçümsemiş, zalimliğin ve zorbalığın timsali olan bir kimsedir. Ancak şunu unutmamak gerekir ki Firavun'un gücü ferdi değildir, ekibi ile oluşan bir güçtür. Kendisi ve etrafındakiler, askeri gücü; Karun, sermaye ve maddi gücü; Haman, bürokratik gücü temsil ediyordu. İktidar bu üç sacayağından oluşmaktaydı. Firavun bu gücünü devam ettirebilmek için halkını aptallaştırma ve güçsüzleştirme siyaseti izlemiş, rakip bir gücün oluşmasına asla müsaade etmemiştir. Kur'an-ı Kerim, bu durumu bize şu ayet ile açıklıyor:

 Kuşkusuz ülkesinde Firavun ululuk taslamış, halkını da gruplara ayırmıştı. Onlardan bir grubu, erkek çocuklarını kıyımdan geçirip kızlarını sağ bırakarak güçsüz düşürmek istiyordu. Hiç kuşkusuz o huzur ve güveni bozanlardandı. (Kasas Suresi 4)

Bu baskılar neticesinde kimliklerini ve kişiliklerini kaybeden halk, şuursuzca Firavun'a itaat etmiştir. Kur'an-ı Kerimde şöyle tarif edilir:

Firavun, halkını küçük düşürdü, aptallaştırdı. Onlar da kendisine hemen boyun eğdiler; onlar yoldan çıkmış bir topluluk idi. (Zuhruf Suresi 54)

Firavun, halkının kendine boyun eğmesi için silah gücü ve zorbalıktan ziyade tıp ilminden ve sihir ilminden faydalanmıştır. İnsanların beyinlerinde bulunan epifiz bezine yaptırdığı tıbbi müdahaleler ve sihirbazların göz boyayan gösterileri ile halkı aptallaştırıyor ve korkutuyordu. Yüreklerdeki korku ve düşüncelerdeki sarhoşluktan beslenerek halkını kendine bağlamış ve ilah olduğunu da kabul ettirmiştir. Ayette yer alan "Firavun kavmini küçük düşürdü" ifadesi "insanları aptallaştırdı" olarak anlaşılmalıdır. Çünkü akıl etme, sorgulama, idrak etme veya itiraz etme gibi fıtri vasıflara sahip olan insanoğlu bir takım tıbbi müdahaleler ve manipülasyonlar ile kandırılarak bu melekelerden yoksun hale getirilmiş, zalim firavunun boyunduruğu altına girmiş ve insanlar değersizleştirilmiştir.

Ayetin devamında "yoldan çıkmış" ifadesini ise şöyle anlamak gerekir. Normal şartlarda İnsanoğlunun akli melekelerini kullanarak kendi hür iradesiyle bulunduğu durumdan ve maruz kaldığı propagandadan veya manipülasyonun sarhoşluğundan kurtulması gerekir, ancak bu toplum bu tarz melekelerin tamamını kaybedip yoldan çıkmış bir toplum haline gelmiştir.

Şimdi Epifiz Bezi Hakkında Malumat Verelim.

İnsan vücudunda bulunan ve hakkında en az bilgi sahibi olduğumuz organımız beynimizdir. Beynimizin içinde bulunan bezelye büyüklüğünde öyle bir organ var ki beklide yaratılışın en büyük gizemlerinden birisi bu organımızda saklıdır. Bizden önce yaşamış kavimlerden bazıları bu organımızın meziyetlerinin farkına varmışlardı.                    

Epifiz bezi beş ile sekiz mili metre çapında olan bir organdır. Beynimizin içinde kapalı bir şekilde yer almaktadır. Şekli çam kozalağına benzer bu yüzden ismi Latince çam kozalağı anlamına gelir. Biz ona epifiz bezi diyoruz. Beyin omurilik sıvısının iletildiği bölgenin hemen arkasında bulunur. Böbrekten sonra en fazla kan alan organdır. Bu mini organ melatonin olarak adlandırdığımız gündüz ve gece döngümüzü kontrol eden ve bedenimizin sağlığını düzenleyen hormonu salgılar. Epifiz bezi melatonin haricinde serotonin ve dmt moleküllerini de salgılar. Son bilimsel vurgular bize epifiz bezinin şekil ve doku itibari ile göz ile aynı karakterlere sahip olduğunu göstermiştir. Aynı gözümüz gibi retina ve benzeri dokulara sahiptir. İslamiyet'te kalp gözü denilen şeyin aslında fiziksel olarak var olduğunu ve bunun da epifiz bezi olduğu iddia ediliyor.

 

 

 

Uzakdoğu'da özellikle Hintlilerin alınların ortasına çizdikleri göz şeklinin epifiz organını simgelediği biliniyor. Bu bilgi kadim bir medeniyet olan Mısır'da da mevcuttur. Zaten Mısır'da bulunmuş Horusun Gözü denilen şeyin şekline baktığımızda epifiz bezine ne kadar çok benzediğini hayretler içinde görüyoruz. Bunu bir tesadüfle açıklamak mümkün değildir. Buda'nın saçlarını incelediğimizde bu şekli görmek mümkündür. Batı dünyası da bu bilgiyi yıllar önce keşfetmiştir. Bu yüzden Vatikan'ın ortasında çam kozalağı meydanını inşa ettiler. Papanın kullandığı asada bu simge gözlerden kaçmaz. Birçok dinde epifiz bezine vurgu yapan figürlerin olduğu gözlemlenmiştir.

Birçok bilim adamın üçüncü göz olarak adlandırdığı ve bu sayede başka alemlere bağlantı kurulan çam kozalağı şeklinde olan bu organ bilim dünyası açısından oldukça önemli bir yer teşkil etmektedir.

Epifiz Bezi Ne İşe Yarar?

Kur'an'da ve hadislerde ruh hakkında çok az bilgi verilmiştir. Bundan dolayı ruh ile ilgili çok sınırlı bilgiye sahibiz. Bazı İslam alimleri ruhun insan kalbine yakın bir bölgede sağ göğsün alt kısmında bulunduğunu savunurlar. Bazıları ise tüm bedenimizde olduğunu dile getirir. Fakat epifiz bezi ile ilgili yapılan çalışmaların hemen hepsinde ruhun fiziksel bedenimizle bağlantı noktasının, beynimizdeki bu minik organ olduğu ortaya koyulur. Bu organa ruhun bedenimize giriş ve çıkış noktası diyebiliriz.

Epifiz bezi üç çeşit hormon salgılar. Melatonin, seratonin ve dmt hormonu (diğer bir ismiyle ruh molekülü) olarak bilinir. Melatonin epifiz bezinin sadece karanlıkta salgıladığı bir hormondur. Uyku düzenimizi sağlayan, uykuya dalmamıza ve uyanmamıza yarayan hormondur. Epifiz bezinin çalışma saatleri gece 23:00'den sabah 05:00 arasındadır. En üst seviyede çalıştığı saat ise 03:00 olarak bilinmekledir. Bu saatler aynı zamanda insanın maneviyata en yakın halidir. Bu yüzden bu saatlerde uykuda olmak, fiziksel ve ruhsal açıdan vücut sağlığımız için çok önemlidir.

Dünyamızda ışığın ve elektriğin bol olduğu gelişmiş ülkelerde kansere yakalanma riskinin, daha az gelişmiş ve elektriğin olmadığı ülkelere göre altı kat fazla olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte görme engelli kişilerin kansere yakalanma riski ise normal insanlardan 24 kat daha az olduğu tespit edilmiştir. Gece 23.00 ile 05:00 arası insanın evrenle bağlantısı açısından oldukça gizemli bir dönemi kapsar. Epifiz bezimiz bu saatlerde melatonin ile dmt (ruh) molekülü salgılar ve ruhumuz rüyalar alemine geçerek farklı alemlerle bağlantı kurar.

 Hz. Peygamber de yatsıdan sonra asla kimseyle sohbet etmez uykuya dalardı. Gecenin bir vaktinde uyanır ve geceyi karanlıkta geçirirdi. Bu sünneti çok dikkat çekicidir.

Fransız filozofu Descartes de epifiz bezini ruh ile bedenin birleştiği nokta olarak görür. Bu organımızın bir başka özelliği de aynı göz gibi ışığa duyarlı olmasıdır. Bu minik organ kapalı ve ışıksız bir ortamda olmasına rağmen veri yolu ile ışık olup olmadığını algılar. Mesela bacağınıza arkadan ışık vurunca bile hemen fark eder. Sonuçta gözlerimiz ışıklı ortamda işlevini yerine getirirken epifiz bezi tam tersine hiç ışığın olmadığı ortamda harekete geçer. 

 

Epifiz Bezinin En Büyük Düşmanı Nedir?

 Epifiz bezimizin en büyük düşmanı florürdür. Günümüzde bu madde en çok diş macununda bulunur. Akşam yatarken dişlerimizi fırçaladığımızda saat 23:00 ile 05:00 arası melatonin ve dmt molekülünün hiç salgılanmamasına neden oluruz. Neden bunu yapıyorlar? Cevap çok yalın değil ama belki bir şekilde üst boyutlarla bağlantımızı sağlayan tek organımızı çalışmaz hale getirip sürüler halinde kurulmuş sisteme hizmet eden bireyler olmamızı istiyorlar. Zira yapılan testler sonuncunda florürün insanları daha itaatkâr yaptığı görülmüştür.

 Epifiz bezimizin salgıladığı diğer bir hormon olan seratonin (mutluluk) hormonudur. Epifiz bezi iyi çalışmazsa seratonin salgılaması azalır, panik atak hatta şizofreni gibi vakalar baş gösterir.

Epifiz bezimizin salgıladığı son hormon ise dmt (ruh) molekülüdür. Bu hormon nedeni anlaşılmaz şekilde doğum ve ölüm anında en tepe noktada salgılanır. Bunun haricinde derin uyku halinde salgılanır. Dmt sadece insanlarda değil, tüm canlılarda, hatta bitkilerde dahi mevcuttur. Amerikalı Doktor Near Death Experience, "ölüme yakın deneyimler" adını verdiği çalışmasında kalbi durmuş ve sonra çalışmış insanlarla yaptığı deneyde insanların hemen hemen hepsi bir ışık huzmesinden geçerek daha renkli ve huzurlu bir hayata dair şeyler gördüklerini söylemişlerdir. Yani evrensel boyutta birmiş gibi bir duygu hissediyorlar. Bu durumu tasavvuftaki vahdeti vücut ile özdeşleştirebiliriz.

Bizim kadim medeniyetimizde yer alanAnadolu-İslam geleneğinin önemli değerlerinden biri olan tasavvuf kültüründe, dervişlerin Allah’a yakın olmak, hatta Allah ile tek vücut olmak, dinin gereklerini daha iyi anlamak ve özümsemek için 40 gün boyunca karanlık bir odada çok az bir besinle yaptıkları çile ve uzlet ritüelinde melatonin ve dmt hormonu maksimum seviyede salgılanır. Dervişler üçüncü gözlerini açar ve ruhlarının bedenden ayrılmalarını sağlarlar.

 

Gelelim Epifiz Bezi ile Alakalı Dünya Siyaseti Açısından Ortada Dolaşan Bilgilere

Bu konuda oldukça düşündürücü ve ürpertici bilgiler var. Bundan binlerce yıl önce epifiz bezinin olağanüstü gücünün farkında olan Firavun ve adamları, burundan soktukları bir çubuk marifeti ile insanların beyin ve epifiz bezine zarar veriyor, düşünme ve sorgulama yeteneklerini kaybettirerek Firavun'un ilahlığını kabul etmelerini sağlıyorlardı. Bu uygulama covid 19 için yapılan pcr testine ne kadar da benziyor.

 

 

 

İkinci Dünya Savaşı yıllarında askerlerin itaatkâr asker olmaları için yiyecek ve içeceklerinde florür maddesi kullanılmıştı. Daha sonra "Madem askerler itaat ediyor Neden halkın üzerinde de uygulamıyoruz?" düşüncesiyle şebeke suları, diş macunlarına da florür katılarak toplumlarında daha sessiz bir hal almaları sağlanmak istenmiştir. Günümüz dünya yönetimini elinde tutmak isteyen bazı siyasiler, Vatikan ve dünyanın önde gelen aileleri bu gücü ellerinde tutmak ve dünya insanını daha kolay yönetmek adına haince planlar yapmaktadırlar. Birçok ülkenin içme sularına veya marketlerdeki paketlenmiş birçok hazır gıdalar ve en önemlisi de florürlü diş macunun içinde bulunan kimyasallarla insanların epifiz bezleri köreltiliyor. Bu sayede toplumların büyük bir kısmı uyanmadan bu hedefin kurbanları oluyorlar. Uyanmış toplumları yönetemeyecekleri gibi kendi güçlerini de paylaşmak istemiyorlar.

Şu Soruları Sorarak Makalemizi Sonlandıralım

1-) Firavun' un kölelere uyguladığı yöntem ile beyin epifiz bezine zarar vererek, düşünme, sorgulama yeteneklerini kaybettirilir. Böylece köle, Firavun 'un ilahlığını kabul eder. PCR testi neden epifiz bezine kadar sokuluyor? Sözde ağızdan havaya yayılan bir virüs tükürükte tespit edilemez mi?

2-) Epifiz bezine müdahale ve çeşitli manipülasyonlarla tüm insanlık şeytanın taraftarlarının ilahlığını kabul ederek tek dünya devletine doğru bir yol mu izleniyor?

3-) Yakın tarihte tüm dünya insanlarının vücuduna takılacak çiplerle epifiz bezimiz kontrol altına alınıp düşünme ve sorgulama yetilerimiz tamamen devre dışı bırakılarak aptallaşmış ve korkutulmuş bir toplum haline mi evirileceğiz?

 

Son olarak şeytan ve taraftarlarına rağmen Allah en büyüktür. Rahman'ın kulları bu oyunları bozacak ve tüm firavunların saltanatı zamanın Musa'ları tarafından yıkılacaktır. Selam ve dua ile…

                                                                                                                                                                                    Seyhan YABAN

                                                                                                                                                                                       28.08.2021

                                                                                                                                                                                         İstanbul

Diğer Makaleleri