Birinci grupta Ercan Yıldırım'a ait "Neoliberal İslamcılık" kitabı müzakere edildi.

Yazar, 1980 sonrasında küresel sisteme paralel bir şekilde İslamcıların kendi iddialarından yavaş yavaş vazgeçerek neoliberal dünya düzeninin bir parçası haline gelmesini içerden bir kaygıyla özeleştiriye tabi tutuyor.

İslamcılık kavramını çok geniş bir çerçevede ele almakla yazarımız birçok konunun sınırının belirsizleşmesine yol açmış gözükmekte.

Yazarımız, sistemi dönüştürmek isteyen İslamcıların zamanla sisteme nasıl entegre edildiğini, bu sürecin ahlaki ve kültürel ne tür maliyetlerinin olduğunu çok sayıda örnekle açıklamaya çalışıyor.

Faizi normalleştirmekten, Müslüman burjuvanın ortaya çıkmasına, tesettürün modaya evrilmesinden Müslüman kadınların feminizme savrulmasına, mütevazi bir hayat formundan beş yıldızlı otellerde tatil furyasına kadar birçok yaşanmışlık mercek altına alınıyor.

Yazar, neoliberal kapitalist dünya sistemine karşı mücadelenin İslam'ın kendi ilkeleri ve Türkiye merkezli bir duruşla olabileceğine değinmekle birlikte eleştirdiği İslamcılar gibi eklektik bir söylem ve kurgudan kendini kurtaramıyor.

Kitap, yazara ait daha önce farklı dergilerde yayınlanmış yazıların derlenmesinden oluştuğu için çok sayıda tekrarı içeriyor. Ayrıca yazıldığı konjonktüre bağımlı kalan makaleler arasında kimi zaman çelişkiler ve okuyucuyu yoran uyumsuzluklar, kitabın yeniden elden geçirilerek yayına sunulmasının daha verimli olacağını ortaya koyuyor.

"Kitaptan Hayata" programının ikinci grubunda ise Salman Sayyid'e ait " Hilafeti Hatırlamak" adlı kitap incelendi. Bu kitap da yazarın daha önce yazmış olduğu makalelerin derlenmesi olarak yayına girmiş olmakla beraber farklı başlıklar tekrara düşülmeden ve ana kurguyu besleyecek bir forma kavuşturulmayı başarmış gözükmekte.

Yazar kitapta batı merkezli evrenselcilik dayatmasının kırılganlığını ortaya koyarken İslam'ın yeniden küresel bir vizyonla sözünü söyleyeceği vasatın imkanlarını açığa çıkarmaya çalışıyor.

Kitaba isimler başlıklı bir bölümle başlayan yazar, kavramlar dünyasının öneminin altını çizdikten sonra, liberalizm, sekülarizm, rölativizm, demokrasi gibi kavramları farklı bir bakış açısı ile ele alıyor.

Diaspora başlığı ile  ümmetin yeniden dirilişi arasında kendine has bir bağlantı kuran yazarımız buradan sonra hilafeti hatırlatma aşamasına geçiyor.

Kolonyalist, pozitivist ve oryantalist hegemonyanın aşılmasının herşeye rağmen siyasal bir güçle olacağının altını çizen yazar, Müslüman ülkelerde ekonomik, kültürel ve insan gücü potansiyelinin fazlasıyla var olduğunu, yapılması gerekenin bu potansiyeli bir araya getirecek iradenin ortaya çıkarılması gerçeğini ifade ederken Hilafeti hatırlatıyor olmakla kimilerinin umutlarını yeşertirken küresel hegemonyanın da konforunu bozuyor gözükmekte.